| O isimsiz e-maillerin daha az isimsiz olmasını sağlayacak bir arkadaşım var. | Open Subtitles | لديّ صديق يمكنه جعل تلك الرسائل الإلكترونية مجهولة الهوية أقل جهلا بكثير |
| Bir kadının tek işi ona kahvaltı hazırlamak sanan bir arkadaşım var. | Open Subtitles | لديّ صديق يؤمن بأن وظيفة المرأة هي إحضار الفطور له |
| Telefonda söylediğim gibi, bu iş için aday olabilecek bir arkadaşım var. | Open Subtitles | كما أخبرتك بالهاتف، لديّ صديق من سيكون مرشحاً رائعاً لأمر مماثل |
| TAMAM, BİR SONRAKİ KASABADA TAMİRCİLİK YAPAN BİR DOSTUM VAR. | Open Subtitles | أجل، لديّ صديق ميكانيكي في البلدة القادمة |
| Bu konuda bana bayağı baskı yapan bir arkadaşım vardı, ondan ettim. | Open Subtitles | نعم، لديّ صديق والذي كان ألماً حقيقياً في المؤخرة حول هذا الموضوع |
| Pekâlâ, açık olalım diye söylüyorum. Benim erkek arkadaşım var. | Open Subtitles | حتى نكون واضحين لديّ صديق حميم |
| Hastalık hastası bir arkadaşım var. Devamlı hasta olduğunu düşünür, öyle olmadığı halde. | Open Subtitles | لديّ صديق مصاب بالوسوسة، يظن نفسه مريضاً دون أن يكون |
| Bu federal bir iş. Devlet Avukatlık Bürosu'nda bir arkadaşım var. Onu arayabiliriz ama sonra bir soruşturma olur. | Open Subtitles | انها قضية فيدرالية , لديّ صديق في مكتب العدل يمكننا الاتصال به و لكن سيكون هناك تحقيقات |
| Ölmek üzere olan bir arkadaşım var. Ve ona yardım etme imkanına sahibim. | Open Subtitles | لديّ صديق على وشك الموت ولديّ الفرصة لإنقاذ حياته |
| Şanslıyım ki evimde kalıp köpeğime bakacak bir arkadaşım var. | Open Subtitles | لحسن الحظ لديّ صديق يقيم بمنزلي ويعتني بكلبي |
| Şanslıyım ki evimde kalıp köpeğime bakacak bir arkadaşım var. | Open Subtitles | لحسن الحظ لديّ صديق يقيم بمنزلي ويعتني بكلبي |
| Böyle kokan bir arkadaşım var. Ne yapar biliyor musunuz? | Open Subtitles | لديّ صديق تنبعث منه تلكَ الرائحة أتعرف ماذا يعمل؟ |
| Güzel deri ceketi ve kurşundan hızlı koşan bir arkadaşım var. İmkansızlar konusunda oldukça iyidir. | Open Subtitles | لديّ صديق ذو جلد منيع، ويفوق الرصاص في سرعته، وهو بارعٌ جداً فيما هو مُستحيل. |
| Cep telefonlarını kopyalayabilen bir arkadaşım var. | Open Subtitles | لديّ صديق من يَستطيع عمل هواتف خلوية مطابقة للأصل. |
| Yarın sabaha bir ultrason ayarlarım. bir arkadaşım var. | Open Subtitles | يمكنني حجز فحص بالموجات فوق الصوتية صباح الغد ، لديّ صديق لذلك |
| İstersen bize iki bilet ayarlayabilecek bir arkadaşım var. | Open Subtitles | لديّ صديق يمكن أن يحضرلنا تذاكر لو مستعدة |
| Disiplin kurulunda bir arkadaşım var. Senin dosyanı hallettirdim. | Open Subtitles | لديّ صديق في لجنة القِيَم، وقد سوّيت الأمور لأجلك. |
| Bir orta-teknoloji şirketinin patronu olan iyi bir arkadaşım var. | Open Subtitles | لديّ صديق مقرب الرئيس التنفيذي لشركة طبية تكنولوجية |
| Belki de atamaz. Ulusal Güvenlik Teşkilatında bir dostum var. | Open Subtitles | ربما لا، لديّ صديق في وكالة الأمن القوميّ. |
| Biliyor musun, kız kardeşi yıllar önce oraya giden bir arkadaşım vardı. | Open Subtitles | أتعلمين، لديّ صديق ذهبت إخته إلى هناك قبل سنوات |
| Benim erkek arkadaşım var. | Open Subtitles | لديّ صديق. |
| Benim sevgilim var, askere gitti gerçi. | Open Subtitles | لديّ صديق بالفعل، لقد انضمّ للجيش. |
| Charlie adında hurdacı bir dostum vardı. | Open Subtitles | لديّ صديق قديم مُلمّ بالسيّارات اسمه (تشارلي). |
| Elbette senaryolarımdan birini sattığımda... kendimi bir sürü güzel erkekle sarmam gerekecek... ki hepsini gizlice umursamayacağım çünkü bir erkek arkadaşım var. | Open Subtitles | بالطبع عندما أبيع واحد ...من نصوصي سأحيط نفسي عندها بسرب من الرجال الوسيمين وسأفسد الأمر لأن لديّ صديق حميم |