| Bu ana-okulu saçmalıklarını dinlemekten daha önemli işlerim var. Bitirdik mi? | Open Subtitles | لدي أشياء أفضل لأفعلها إستمعوا لروضة الأطفال هذه هل انتهينا ؟ |
| İyi oldu. Siz saçmalayacaksanız, benim yapacak daha iyi işlerim var. | Open Subtitles | إذا كنت ستناقشين هذا الهراء . لدي أشياء أفضل أقوم بها |
| Bulaşık yıkamak ya da halı yıkamaktan daha önemli işlerim var. | Open Subtitles | لدي أشياء لأفعلها أهم من غسل الصحون أو تنظيف السجاد |
| Orada bana lazım olan şeyler var. Giysiler ve şahsi eşyalar. | Open Subtitles | لدي أشياء هناك أحتاجها ملابس و أشياء شخصية |
| Kafamda başka şeyler var biliyorsun! | Open Subtitles | لدي أشياء أخرى تشغل بالي أنتِ تعرفين ذلك |
| Senin gibilerle içmektense yapacağım daha önemli şeyler var. | Open Subtitles | لدي أشياء أقوم بها أفضل من الشرب مع أمثالك |
| Hayır, teşekkürler. Bugün benim de yapmam gereken işler var. | Open Subtitles | لا، لا، شكراً لك لدي أشياء أريد القيام بها اليوم |
| Tamam, şimdi gitmiyorum, kasabada işlerim var. | Open Subtitles | حسنا، ولكني لن أرحل الآن لدي أشياء يجب قضاؤها فى البلدة |
| Anne, temizlik yapamam. yapacak işlerim var. | Open Subtitles | لا أستطيع التنظيف يا أماه, لدي أشياء أقوم بها |
| Eski arkadaşlarımla konuşmaktan ya da milletle flört etmekten çok daha önemli işlerim var, sağ olasın. | Open Subtitles | أظن أن لدي أشياء افضل لأفعلها عن التحدث مع الأصدقاء و التغازل مع الأشخاص , شكراً |
| Oyuncaklardan daha önemli işlerim var. | Open Subtitles | لدي أشياء أقلق عليها أكثر أهميّة من الألعاب |
| Boşalma hakkında endişelenmekten başka yapacak işlerim var. | Open Subtitles | لدي أشياء أخرى أهتم بها أكثر من المضاجعة |
| NCIS'e gelmek yerine yapacak daha iyi işlerim var. | Open Subtitles | لدي أشياء أهم أفعلها أفضل من العودة إلى الشعبة. |
| Ama şimdi yapmam gereken harika işlerim var. | Open Subtitles | ولكن الآن لدي أشياء رائعه جديدة للقيام به |
| Evet benim de yapmam gereken şeyler var. Bak özür dilerim şimdi prova yapsak olmaz mı? | Open Subtitles | حسنا , كان لدي أشياء يجب أن أفعلها , أنا أسف , هل نستطيع التدريب الأن ؟ |
| Ben sadece farlarımı açık tutup yoluma devam ederim. Yapmam gereken şeyler var. | Open Subtitles | أنا فقط أبقي محركي شغالا أعمل دوما لدي أشياء أفعلها |
| Bak, gerçekten de seninle konuşmam gerek. Söylemem gereken şeyler var. | Open Subtitles | هيا يا رجل، علي التحدث معك لدي أشياء أقولها لك |
| Bu arada benim uğraşmam gereken daha önemli şeyler var. | Open Subtitles | في هذه الأثناء، لدي أشياء أكثر أهمية لفعلها. |
| Ona dikkat et! İçinde pahalı şeyler var. | Open Subtitles | بلطف مع تلك الحقائب لدي أشياء باهظة الثمن فيها |
| Zamanımı geçirebileceğim daha iyi şeyler var, beni soktuğu bataklıktan çıkmaya çalışmak gibi. | Open Subtitles | لدي أشياء أفضل لأقضي وقتي بها مثل محاولة نهوضي من الجحيم الذي القتني هي به |
| Bak, kahvaltı için teşekkürler ama yapmam geren işler var. | Open Subtitles | .. شكراً على الإفطار و لكن لدي أشياء لأقوم بها |
| Toparlamam gereken bir sürü özel eşyam var. | Open Subtitles | لدي أشياء شخصية كثيرة أجمعها |
| Hayır. Aklımda başka şeyler vardı. | Open Subtitles | لا ، ليس في الواقع لدي أشياء آخرى في ذهني |