| Bu insanların yürümeye ihtiyaçları olmadığına dair içimde bir his var. | Open Subtitles | لدي إحساس بأن المشي كان خياراً لهؤلاء الناس |
| Burası tam yeri. Burası olabileceğine dair içimde bir his var. | Open Subtitles | كان لدي إحساس بأن المكان سيكون هكذا |
| İçimden bir ses, Almanya için bir tanesi yetecek diyor. | Open Subtitles | لدي إحساس بأن هذا الأمر لأجل المانيا الأمر ربما يُخْتَصَر لواحد |
| İçimden bir ses, söylediğin gibi olmayacağını söylüyor. | Open Subtitles | على أن نوطد علاقتنا الإجتماعية بالناس هُنا لدي إحساس بأن كل هذا سيرتد على وجهك |
| Hayatıma da aynı şeyin olacağı hissine kapılıyorum. | Open Subtitles | لدي إحساس بأن هذا ما سيحدث لحياتي كذلك |
| Hayatıma da aynı şeyin olacağı hissine kapılıyorum. | Open Subtitles | لدي إحساس بأن هذا ما سيحدث لحياتي كذلك |
| Bu kapının arkasında çok ilginç birşey olduğuna dair bir his var içimde. | Open Subtitles | لدي إحساس بأن هناك شيء مهم وراء هذا الباب. |
| İçimde bunun özel bir önemi olduğuna dair bir his var. | Open Subtitles | لدي إحساس بأن لهذا تعبيرا مميزا |
| İçimden bir ses senin eğlence anlayışın ile benim eğlence anlayışımın çok farklı olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | لدي إحساس بأن فكرتينا عن التسليه مختلفتان للغايه |