| Sevgili kızın Amanda hakkında endişeli olduğunu biliyorum, fakat iyi haberlerim var. | Open Subtitles | أنا أعلم أنك قلق على حبيبتك أماندا، ولكن لدي بعض الأخبار الجيدة |
| Ama size kötü haberlerim var millet. | TED | ولكن لدي بعض الأخبار السيئة بالنسبة للناسلديّ بعض الأخبار السيئة |
| Bunu geçmem zor olacak ama benim de güzel haberlerim var. | Open Subtitles | سيكون علي من الصعب أن أغطي هذا الموضوع و لكن لدي بعض الأخبار المثيره لنفسي |
| Ama size bir haberim var: biz tam tersi düşünüyoruz. | TED | لكن لدي بعض الأخبار لكم :تفكيرنا هذا رجعي. |
| Sayın Cumhurbaşkanım, Kötü haberlerim var, efendim. | Open Subtitles | سّيدي الرئيس لدي بعض الأخبار السيئة سيدي |
| Kötü haberlerim ve daha da kötü haberlerim var. | Open Subtitles | لدي بعض الأخبار السيئة وبعض الاخبار السيئه جداً |
| Hem iyi hem de kötü haberlerim var. Terfi ettin. | Open Subtitles | لدي بعض الأخبار الجيدة و السيئة من أجلك لقد تم ترقيتك للتو |
| Yemeğe başlamadan, size harika haberlerim var. | Open Subtitles | أتعلمين, قبل أن تقومي بذلك، أنا لدي بعض الأخبار الرائعة. |
| Sana haberlerim var. İç güzelliği yarışması diye birşey yok. | Open Subtitles | لدي بعض الأخبار لك, لا يوجد ما يسمى بمسابقة الجمال الداخلي |
| Hem iyi hem de kötü haberlerim var. | Open Subtitles | لدي بعض الأخبار الجيدة وبعض الأخبار السيئة |
| Millet, size bazı iyi haberlerim var. Ve bazı kötü haberlerim. | Open Subtitles | لدي بعض الأخبار الجيدة وبعض الأخبار السيئة |
| Bu arada sana iyi haberlerim var. | Open Subtitles | أوه، بالمناسبة، لدي بعض الأخبار الجيدة بالنسبة لك. توقفت عن نزيف الانف المزعج. |
| - Bazı haberlerim var. Kral, güvendiğimiz biriyle Papa'ya boşanma ile ilgili bir mektup gönderdi. | Open Subtitles | لدي بعض الأخبار, الملك يرسل رجلاً جيداً لرؤية البابا |
| Merhaba, otomatik pilotlar. Size kötü haberlerim var. | Open Subtitles | مرحباً أيها الطيارون الآليون لدي بعض الأخبار السيئة |
| Başkan Hanım, kötü haberlerim var. | Open Subtitles | سيدتي الرئيسة لدي بعض الأخبار التي تستدعي القلق |
| Sevgili yoldaşlar, kötü haberlerim var. | Open Subtitles | يا رفاقي الأعزاء, لدي بعض الأخبار المحزنة. |
| Harika haberlerim var. Bütün sabahımı, ilk E D işimizi ayarlamaya çalışarak harcadım. | Open Subtitles | لدي بعض الأخبار الرائعة لقد قضيت الصباح في إعداد |
| Ben de yavaşlamak isterdim ama sizlere kötü bir haberim var. | Open Subtitles | أرغب بأن أبطئ السرعة، ولكن لدي بعض الأخبار السيئة لكم. |
| Sana harika bir haberim var, dünyanın en güzel haberi. | Open Subtitles | لدي بعض الأخبار العظيمة أفضل أخبار في العالم |
| Sana kötü bir haberim var çaylak. | Open Subtitles | لدي بعض الأخبار السيئه من أجلك أيها الإختباري |
| İyi haberlerim vardı ama belki de artık önemi yok. | Open Subtitles | لدي بعض الأخبار الجيدة لنا، لكن لا أظن أن الأمر يهم بعد الآن. |
| Maalesef size kötü haberler vermek zorundayım. | Open Subtitles | أخشى أن أقول قد يكون لدي بعض الأخبار السيئة جدا بالنسبة لك. |