| Aslında, yasladığına dair görüntülü kanıtım var. | Open Subtitles | في الحقيقة.لدي دليل فوتوغرافي يؤكد انكِ تستطيعين |
| Elimde türler arası bir yaratığın var olduğuna dair kanıtım var. | Open Subtitles | لدي دليل ان تلك الخلايا المتغيرة والمتطورة موجودة |
| Ama bu kez elimde Vogel'i öldürdüğüne dair kanıt var. | Open Subtitles | لكن هذه المَرة لدي دليل أنكَ قتلتَ فوغيل |
| Bir ipucu buldum sandım ama çıkmaza girdi. | Open Subtitles | ظننت ان لدي دليل , ولكن اتضح في النهايه انه نهايه مسدوده |
| Yetkililere ulaştırmam gereken kritik delillerim var. | Open Subtitles | لدي دليل قاطع ولابد أن أوصله إلى السلطات |
| Vargas'ın herkese ödeme yaptığına dair kanıtlarım var, ama senin hakkında henüz elimde kanıt yok. | Open Subtitles | لدي دليل بأن فرغاسس دفع للكل ولكن ليس لدي دليل ضدك أنت بعد |
| - Bir ipucum var, söylemek için şeyi... | Open Subtitles | لدي دليل وكنت أنتظرلأقوللكِحتى .. |
| Sanırım bir ipucu bulduk. | Open Subtitles | واعتقد انه ربما لدي دليل |
| Gerçekten gezmek istiyorsan, şurada bir yerde St Matthews'in rehberi vardı. | Open Subtitles | لدي دليل هنا عن (سانت ماثيوز) إن ..أردتِ حقاً القاء نظرة على |
| - Elimde bazı kanıtlar var Witkoff ile James'in bir saldırı projesinin olduğu bir CD, CIA'den. | Open Subtitles | لدي دليل مرتبطٌ بتطوير هجوم على الاحتياطي الفيدرالي ومغطى من المخابرات |
| Elimde türler arası bir yaratığın var olduğuna dair kanıtım var. | Open Subtitles | لدي دليل ان تلك الخلايا المتغيرة والمتطورة موجودة |
| Ama kanıtım var. | Open Subtitles | عرفت كل شيء أريد معرفته من خلالها ولكن لدي دليل |
| SOC'un ne yaptığı ne sakladığı konusunda kanıtım var. | Open Subtitles | لدي دليل ما قامت به شركة نفط الجنوب، ما انهم يختبئون. |
| Bu teşkilatın, kanıt takibini usulen yapmadığına dair artık kanıtım var. | Open Subtitles | لا يهم لدي دليل الآن أن هذا القسم .لا يتتبع الأدلة بشكل سليم |
| Aslında DKS'nin küresel bir salgın olduğuna dair kanıtım var. | TED | في الواقع ، لدي دليل يثبت أن المقط وباء عالمي . |
| Tonya öldüğünde platformda bulunduğuna dair kanıtım var. | Open Subtitles | لدي دليل يقول أنك كنت " على المنصة عند مقتل " تانيا |
| Bilgisayarında, şifreli bir dosyanın içinde kanıt var. | Open Subtitles | لكان سيخبركَ بما ستريد سماعهُ لدي دليل على حاسوبهِ |
| Şu köstebek konusundan galiba bir ipucu buldum. | Open Subtitles | ربما يكون لدي دليل لذلك الدخيل |
| Bugün olan her şeyin arkasında kimin olduğuna dair... delillerim var. | Open Subtitles | لدي دليل عن الشخص المدبر لكل ما حدث اليوم |
| Yakın zamanda karşı evimize taşındı ve evime girdiğine dair elimde kanıt var. | Open Subtitles | لقد انتقل مؤخراً للعيش قبالة منزلنا لدي دليل على أنه كان يأتي إلى منزلنا |