| Sana söyleyecek çok önemli bir şeyim var. | Open Subtitles | لساعةٍ واحدة , لدي شيءٌ مهمٌ جداً يجبُ علي أطلاعك عليه |
| Seni neşelendirebilecek bir şeyim var. | Open Subtitles | لدي شيءٌ ربما يبهجك |
| Sizi havaya sokabilecek bir şeyim var. | Open Subtitles | لدي شيءٌ... ربما يحسن مزاجك. |
| Pekala, benim ne düşündüğümü biliyorsun, bu yüzden söyleyecek bir şeyin varsa, söylemelisin, ...çünkü benim söyleyecek bir şeyim yok. | Open Subtitles | حسناً, تعلمين بما افكر لذا... اذا لديك اي شيء لتقوليه , قوليه , لاني لم يعد لدي شيءٌ لاقوله |
| İyi deneme, hayır. İtiraf edecek bir şeyim yok. | Open Subtitles | محاولة جيدة ليس لدي شيءٌ أعترف بشأنه |
| Size göre bir şeyim var Bayan Johnson. | Open Subtitles | (لدي شيءٌ لك يا سيدة (جونسون |
| - Evet, ne fark eder ki? Vardiyam bitti ve yapacak başka bir şeyim yok. | Open Subtitles | انتهت نوبتي وليس لدي شيءٌ آخر لأفعله. |
| Unut gitsin. Size söyleyecek bir şeyim yok. | Open Subtitles | أنسى ذلك، لا يوجد لدي شيءٌ لأقوله |
| Sana verecek daha iyi bir şeyim yok. | Open Subtitles | ليس لدي شيءٌ أفضل كي أعطيك إيّاه |
| Sana sunabileceğim başka bir şeyim yok. | Open Subtitles | ليسَ لدي شيءٌ آخر لأقدمه لكِ |
| Yarın Kanada'ya taşınmak dışında yapacak bir şeyim yok. | Open Subtitles | ليس لدي شيءٌ لأفعله غدًا عدا الإنتقال لـ(كندا). |