| Gece geç saatte evimin orada dolaşıyorsun. Sana ayıracak vaktim yok, William. | Open Subtitles | تتمشي بالخارج في هذه الساعة أمام بيتي ليس لدي وقتاً لذلك .وليام |
| Geri dönüp kurtaracak vaktim var sanmıştım ve çabucak harekete geçmeliydim. | Open Subtitles | لقد ظنّنتٌ بأن لدي وقتاً لأرجع إليهم وتوجب عليّ القيام بالإتصال |
| Benim sadece bu iki problemden bahsetmeye vaktim vardı. | TED | لقد كان لدي وقتاً يتناسب لطرح هاتين المشكلتين. |
| Bak, seni, bayan, kim bilmiyorum ve ben oyunlar için vaktim yok. | Open Subtitles | إنظري ، أنا لا أعلم من أنت يا سيدة و ليس لدي وقتاً للألعاب |
| Ve vaktim yok. Görüşürüz, tamam mı? | Open Subtitles | وليس لدي وقتاً كثيراً لذا سأراك لاحقاً, أتفقنا ؟ |
| Evet, buna ayıracak vaktim yok. Teşekkürler. | Open Subtitles | أجل، لا أعتقد أن لدي وقتاً لهذا، شكراً لك |
| Keşke bundan bahsedecek vaktim olsa. Mükemmeler ilerlemeler kaydediyoruz, ve sanıyorum ki tekrar bu sahneye çıkıp, -- belki çok uzak olmayan gelecekte -- size bundan bahsederim. Gerçekten çok heyecanlıyım. | TED | أتمنى لو أن لدي وقتاً أكثر لأخبركم بأننا نحرز تقدم مذهل في هذا الشيء. و أتوقع أن أعود مرة أخرى إلى هذه منصة, ربما في وقت قادم في المستقبل القريب و أخبركم عنه. أنا حقيقة متحمس. |
| Çömezleri eğitecek vaktim yok. | Open Subtitles | ليس لدي وقتاً لتدريب المستجدين |
| Fazla vaktim yok. Anladın mı? | Open Subtitles | ليس لدي وقتاً كثيراً هل تفهم ؟ |
| Hayır, hayır. Buna vaktim yok. | Open Subtitles | أوه , لا , لا , لا , ليس لدي وقتاً لهذا |
| Üzgünüm ama bunu tartışacak vaktim yok. | Open Subtitles | ...أنا آسف, لكنني فعلاً لست لدي وقتاً لأناقشك في هذا الآن ...لذا إن لم تكن تمانع |
| Burada dikilip sizinle çene çalacak vaktim yok. | Open Subtitles | أنا ليس لدي وقتاً للحديث معك |
| -Charlotte, bunun için vaktim yok. İşe gitmeliyim. | Open Subtitles | ليس لدي وقتاً لهذا يا (تشارلوت) عليَّ الذهاب للعمل |
| Sanırım değişecek kadar vaktim var. | Open Subtitles | أظن لدي وقتاً لتغيير الثوب |
| Kaybedecek vaktim yok. | Open Subtitles | ليس لدي وقتاً أهدره |
| Artan gelişme için vaktim yok baba, Jessica beni şimdi öldürmeye çalışıyor. | Open Subtitles | ليس لدي وقتاً للتدريجي، (جيسيكا) تحاول قتلي الآن |
| Ama şu anda vaktim yok. | Open Subtitles | لكن حالياً ، ليس لدي وقتاً. |
| - Alışveriş yapacak vaktim yoktu! | Open Subtitles | -لم يكن لدي وقتاً للشراء |
| Keşke onu tanımak için vaktim olsaydı. | Open Subtitles | كيتي ) ... كنت أتمنى لو كان ) لدي وقتاً أطول لأتعرف عليه ... |