| Bay Başkan, bizzat karınız o adamın ziyarete geldiğini gördü. | Open Subtitles | السّيد الرئيس، زوجتك نفسها شاهدته يجيء هناك لزيارتها |
| Mahzuru yoksa onu arar mısın? Ya da belki ziyarete gider misin? | Open Subtitles | لو لم تمانعى أتصلى بها او مرى لزيارتها لتقولى مرحبا |
| Maggie'nin annesi hep birlikte ziyarete geleceklerini söylemek için aradı. | Open Subtitles | والدة ماجي أتصلت لتقول انهم آتون لزيارتها |
| Bir kültür merkezi inşası için Milan'a gittiğimde gelip beni ziyaret etmeni istiyorum. | Open Subtitles | عندما أذهب إلى ميلان سأبني مركز ثقافي أريدك أن تأتي معي لزيارتها |
| Harika, çünkü anneme yarın ziyaret edeceğimizi söyledim. | Open Subtitles | عظيم, لاني قلت لأمي اننا سنذهب لزيارتها غداً |
| Söyle ona bir dahaki gelişimde onu görmeye geleceğim. | Open Subtitles | اخبرها اني سوف اتي لزيارتها في الايام القادمه |
| Evet, biraz da bu yüzden onu görmeye gittim. Hepimizle olan bu bağlantıyı anlamaya çalışmak için gittim. | Open Subtitles | أجل، لهذا ذهبت لزيارتها لأحاول فهم هذا التواصل مع جميعنا |
| ziyaretine gelen tek kişi benim. | Open Subtitles | أتعرف , أنا الشخص الوحيد الذى ذهب لزيارتها |
| Şu ziyarete gittiğimiz okulu hatırlıyor musun? | Open Subtitles | هل تتذكرين المدرسة التي ذهبنا لزيارتها ؟ |
| Çocuk büyüyor ve arada bir artık ziyarete gitmem gerek. | Open Subtitles | أجل , أنت تعلم ابنك الصغير يكبر لدي فتاة حبلى و الآن علي أن أذهب لزيارتها |
| Bana bişey söylemiyor ama biri ziyarete geliyormuş | Open Subtitles | ما الذي يحدث هنا ؟ إنها لم تخبرني بشئ .سوى أن هناك شخص سيأتي لزيارتها |
| Oysa hiç çıkmadı ve kimse onu ziyarete gelmedi. | Open Subtitles | بالرغم من أنها لم تخرج أبداً, ولم يأتِ أحدٌ لزيارتها |
| Hastanedeyken her gün onu ziyarete gittim. | Open Subtitles | ذهبت لزيارتها في المستشفى في كل يوم كانت به هناك |
| Bu sene Şükran Günü'nde ailesi onu ziyarete gidecek. | Open Subtitles | هذا العام سيذهب والداها لزيارتها في عيد الشكر |
| Bütün gün orada oturup, arkadaşının onu ziyaret etmesini bekliyor. | Open Subtitles | تجلس هناك طوال اليوم في إنتظار صديقها ليأتي لزيارتها |
| En yakın arkadaşı bunları alır, onu ziyaret ederdi. | Open Subtitles | صديقها المفضل يجب أن يأخذهم ويذهب لزيارتها |
| En yakın arkadaşı bunları alır, onu ziyaret ederdi. | Open Subtitles | صديقها المفضل يجب أن يأخذهم ويذهب لزيارتها |
| Kaçıp gittin çünkü onu görmeye birisi geldi. | Open Subtitles | لقد هربت لأنّ أحدًا جاء لزيارتها. |
| Bayan Rinsky, "anneciğin" beni görmeye geldi ve benim için endişelendiğini söyledi. | Open Subtitles | المعلمة رنزكي قالت أن "أمي" أتت لزيارتها , وكنتِ قلقة حيالي . |
| Beyefendi onu görmeye geldiğinde beni dizlerine oturtur ve şarkı söylememe izin verirdi. | Open Subtitles | عندما يأتي السادة لزيارتها... كانت تتركني أجلس في حجورهم وأغني. |
| Ne yazık ki Clara ziyaretine geldi ve onu buldu... fazla erken. | Open Subtitles | للأسف كارلا قدمت لزيارتها ووجدتها.. مبكراً |
| Kadın kalp ameliyatına girmiş, adam ziyaretine hiç gelmemiş. | Open Subtitles | لقد ذهبت لأجراء جراحة قلبية هو لم يأت لزيارتها مطلقا |