Yardım bulmalıyız. Sarah için bir doktor bulmalıyız. | Open Subtitles | لابد أن نجد مساعدة نريد الحصول على دكتور لسارة |
Vali, az önce Sarah Jean'in idamının durdurulmasını emretmiş. | Open Subtitles | الحاكم منحنا تاجيلا بحكم الاعدام لسارة جين ماذا? |
Jacob, Sarah Jean'in yalnızca temizliğe gittiği ailelerle yakınlaşmasına izin vermiş. | Open Subtitles | الناس الوحيدون الذين سمح جيكوب لسارة جين بالتعرف اليهم هم العائلات التي نظفت بيوتهم |
Belirlenen zamanda size döneceğim ve Sara'nın bir oğlu olacak. | Open Subtitles | في الميعاد ارجع اليك نحو زمان الحياة و يكون لسارة ابن |
Sara'ya onu sevdigini soyleyemiyorsun ama bu vajina konusmasi senden dokulmuyor mu? | Open Subtitles | الان يمكنك ان تقول لسارة انك تحبها او ستفقد ممارسة الجنس معها الى الابد |
Ama aksi durumda kafayı sıyırıp çıldırırsın. Sarah Corvus gibi mi? | Open Subtitles | ولكن اذا فشلتي في ذلك، فسوف تصبحين مجنونة وهو ما حدث لسارة كورفز؟ |
bodrum kapısının kilidini tamir etmediğim için beni, o anda Sarah'ın dikkatini dağıttıkları için çocukları. | Open Subtitles | أنا ,لأني لم أصلح قفل القبو الأولاد على إشغالهم لسارة في تلك اللحظة |
Kız arkadaşımın gitmemesini kastetmedim çünkü açıkça, Sarah'nın gitmesini ve tehlikeden uzak olmasını istiyorum. | Open Subtitles | انا لم اقصد اننى اريد مغادرة حبيبتى ولكننى اريد لسارة ان تغادر وتكون فى طريق امن |
Sarah'a ulaşman için en hızlı yol solundaki merdivenlerdir. | Open Subtitles | إصعد السلم الموجود على يسارك لتصل سريعا لسارة |
...Sarah ve Michael'ı hayatta tutan gücü kullanmam demektir. | Open Subtitles | سوف تستنزف الطاقة اللازمة لسارة ومايكل للبقاء على قيد الحياة |
Sarah'a daha önce de söylediğim gibi, her kimseler, içeri görülmeden girip çıkma konusunda çok iyiler. | Open Subtitles | و كما قلت لسارة في ذلك الوقت كائنا من كانوا ، لقد كانوا جيدين جدا في الدخول والخروج دون أن يراهم أحد |
Aynı zamanda 2 yıl önce Sarah ile bir süreliğine birliktelermiş. | Open Subtitles | كذلك ، كان رفيقا لسارة لبعض الوقت قبل عامين |
Gerçek şuki, sadece sizin parmak iziniz bulundu. ve Sarah'nın ki. | Open Subtitles | الحقيقة هي أن بصمات الأصابع الوحيدة الموجوة في العلية هي لك و لسارة |
Ondan hoşlanıyor olsan bile Sarah'ya karşı hislerini aşamadığın için bu sana sahtekârlıkmış gibi geliyor. | Open Subtitles | و بالرغم من أنك اعتقدت أنها تعجبك تشعر و كأنك مشوش لأنك لا زلت تحمل مشاعر لسارة |
Kızma, ama sanırım Sarah' ya söylememem gereken birşeyi söyledim. | Open Subtitles | لا تغضبي ، لكن أظن بأنني ربما قلت شيئًا لسارة لم يكن علي قوله |
Sarah ve Michael... mahkum listelerinde yoklar... | Open Subtitles | لا وجود لسارة أو ميشيل أطفالهم ليسوا على قائمة المهجرين |
Ayrıca, Sarah'nın asla spor yapmamasına yol açabilecek komplikasyonların riskini azaltacak. | Open Subtitles | التعقيدات حدوث إحتمالية من وستقلل تريدها التي الرياضات ممارسة إمكانية لسارة يحقق وهذا |
Kishida, suyu için Sara'ya bir bardak getirir misin lütfen? | Open Subtitles | يا كيشيدا هلا احضرت لسارة كوباً من الماء |
Yapmamız gereken şey, Sara'ya nerede buluşacağımızı haber vermek. | Open Subtitles | الآن يجب أن نقول لسارة أين سنقابلها |
Michelle, Sara için bir konuşma hazırlamıştı. | Open Subtitles | ميشيل أعدت خطاب لسارة |
DNA Sara'dan mıymış? | Open Subtitles | الحمض النووي لسارة ؟ |