| ıslıkların ne işe yaradığını gerçekten anladıklarından emin değiliz. | TED | فنحن لسنا واثقين ما إذا فهموا فعلاً معنى الصَّافرات |
| Doğrusunu isterseniz, bu olayda amacın soygun olduğundan emin değiliz. | Open Subtitles | لأكون صريحاَ معك لسنا واثقين أن السرقة هي دافع هذه القضية |
| Başı belada olabilir, saklanıyor olabilir. emin değiliz. Dinle! | Open Subtitles | لا اعلم، يمكن أن يكون في متاعب يمكن أن يكون مستهدف، لسنا واثقين |
| İstihbaratın gerçek olup olmadığını dahi bilmiyoruz. | Open Subtitles | نحنُ لسنا واثقين حتى بأن معلوماته الإستخباراتية صحيحة بحق |
| Evet, ve bize güvenemeyeceğine emin değil misin? | Open Subtitles | ونحن لسنا واثقين بأنه يمكننا الوثوق بك |
| Güvenli olduğundan emin değiliz. Bu yüzden zirveyi teşvik edemiyoruz. | Open Subtitles | نحن لسنا واثقين كلياً من الأمن و لذلك لا يمكننا تشجيعك على الإستمرار بالقمة |
| İhtiyatla iyimser yaklaşıyorum yine de açık konuşmak gerekirse neler olduğundan emin değiliz. | Open Subtitles | أنا متفائلٌ بحذر، لكن بصراحة، لسنا واثقين ممّا يجري. |
| Nasıl çalıştıklarından emin değiliz ama kasabanın etrafına konuşlandırılmışlardı. | Open Subtitles | لسنا واثقين مِن كيفيّة عملها، لكنّها كانت موضوعةً على حدود البلدة. |
| Mesela, Çinlilerin adamlarının yakalandığını bilip bilmediklerinden emin değiliz. | Open Subtitles | لسنا واثقين أن الصينيين لا يعلمون أن غطائهم انكشف |
| Ama içten içe o kadar da emin değiliz, değil mi? | Open Subtitles | لكننا لسنا واثقين جداً في داخلنا، أليس كذلك؟ |
| Durun, gelenlerin onlar olduğundan emin değiliz. | Open Subtitles | مهلاً ، نحن لسنا واثقين إذا كانا هم أم لا |
| Yapamayız. O olduğundan emin değiliz. | Open Subtitles | لا نستطيع، لسنا واثقين أنه الشخص المنشود. |
| Adamın ölümüyle ilgisi var mı emin değiliz. | Open Subtitles | نحنُ لسنا واثقين بأنَّ جريمة قتله, ذاتُ علاقةٍ ما بهذا أجمع |
| Dilimizi konuştuğundan bile emin değiliz. | Open Subtitles | لسنا واثقين ما إذا كان يتحدث الإنجليزية. |
| Arkadaşın Clark var ya, arkadaş mı pek emin değiliz. | Open Subtitles | صديقك كلارك .. نحن لسنا واثقين بأنه صديق |
| Sokağın yukarısında bir tane var. Çalışıp çalışmadığından emin değiliz. | Open Subtitles | ثمّة واحدة في مقدمة الشارع لسنا واثقين ما إذا كانت تعمل |
| Artık ona güvenebileceğimizden emin değiliz. | Open Subtitles | والآن نحنُ لسنا واثقين بشأن إمكانية الإعتماد عليه بعد الآن |
| emin değiliz, ama o olduğunu sanıyoruz. | Open Subtitles | لسنا واثقين و لكن على الأغلب هى |
| Nedenini bilmiyoruz, ama daha çok onları sahiplenmek adına işaretliyor gibi. | Open Subtitles | لسنا واثقين من السبب,لكنه غالبا يجعلهم خاصين به |
| Sudan'a kadar izledik ama kaynağı orası mı bilmiyoruz. | Open Subtitles | عرفنا أنه قدم من السودان، لكننا لسنا واثقين هل أصوله من هناك أم لا. |
| Çünkü bu saraya paramızın yetip yetmeyeceğini bile bilmiyoruz tabii şu andaki müvekkil politikamızda değişikliklere gitmezsek. | Open Subtitles | لأننا لسنا واثقين من قدرتنا على تحمل نفقات هذا القصر إلا إذا قمنا بتغيير سياستنا في التعامل مع زبائننا |
| Adlı tip aşırı doz olduğundan emin değil. | Open Subtitles | لسنا واثقين أنها جرعة زائدة. |