| arkadaşına iyilik yapmak için tanımadığı bir erkekle ikinci aşamaya geçen müstehcen bir kız oldum. | Open Subtitles | أنا فقط ، فتاة قذرة بإمكانها فعلها مع أي رجل بمثابة معروف لصديقها |
| Bir kolunu yeni ve harika arkadaşına bağışlamış. | Open Subtitles | لذا تبرّعت بذراعها لصديقها الجديد الرائع |
| Evet, sevgilisine mesaj atmadığı her beş saniyede oda arkadaşına mesaj atıyor. | Open Subtitles | نعم, عندما لا تكون تبعث رسائل لصديقها كل 5 ثواني أو رفيقتها بالسكن, كل 5 ثواني أخرى. |
| Eğer o saat 21:30'da erkek arkadaşıyla konuşmak istemediyse, saat 22:30'da niçin telefonu kaldırdı? | Open Subtitles | إن لم ترد التحدث لصديقها لماذا تلتقط السماعة في العاشرة والنصف |
| Evet, eski erkek arkadaşıyla görüşmekten falan bahsetmişti. | Open Subtitles | ذكرت شيئاً عن العودة لصديقها القديم مجدداً |
| arkadaşının laf edip durması için fırsat vereyim demiş herhalde. | Open Subtitles | هي قالت اتركوا فرصة مفتوحة لصديقها كي يبحث .. ؟ |
| Evet, sevgilisine mesaj atmadığı her beş saniyede oda arkadaşına mesaj atıyor. | Open Subtitles | نعم, عندما لا تكون تبعث رسائل لصديقها كل 5 ثواني أو رفيقتها بالسكن, |
| Çiçekleri arkadaşına vermeyi planlıyormuş. | Open Subtitles | الأزهار التي كانت تخطط أن تعطيها لصديقها. |
| - Bizce Jessie sonunda erkek arkadaşına dönmeli. | Open Subtitles | عليها العودة لصديقها في النهاية |
| Zac Efron benzin alıyor. Bu fotoğrafta da Paris Hilton komadaki arkadaşına okuyor. | Open Subtitles | (وهذه صورة (باريس هيلتون تقرأ لصديقها الذي دخل في غيبوبة |
| Erkek arkadaşına biraz zaman kazandırıyor. | Open Subtitles | اعتقد انها تكسب الوقت لصديقها |
| Neler oluyor? Erkek arkadaşına ne olduğunu soruyordu? | Open Subtitles | كانت تسأل ماذا حدث لصديقها. |
| Hasta bir arkadaşına gidecekti. | Open Subtitles | كان لصديقها إسم ؟ |
| Erkek arkadaşına elveda deyin. | Open Subtitles | نقول وداعا لصديقها الخاص بك. |
| Kara yeni havalı, zaman yolcusu, süper insan arkadaşıyla konuşurken senin bakışlarını fark ettim de. | Open Subtitles | لست متأكدًا ...فقط نظرتك إلى (كارا) عندما تتحدث لصديقها البطل الخارق الجديد الرائع المسافر عبر الزمن |
| İki yabancının sapkın düşüncelerinin etkisiyle, ölmüş arkadaşının paranoyak-şizofren sanrılarına inanma eğilimi gösteriyor. | Open Subtitles | تأثر بالسلوك العصبى من غريبين وقد سمحت لنفسها بالتسليه بالاوهام الفصاميه المذعوره لصديقها الميت |
| Erkek arkadaşının burada kalmasının iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | لا اعتقد انها فكرة جيدة لصديقها على البقاء هنا. |
| Bu yüzden bilgisayarındaki adres defterine girip erkek arkadaşının telefonunu aldım, çok alçaltıcı bir durum. | Open Subtitles | لذلك كان لي بالدخول إلى جهاز الكمبيوتر الخاص بك والحصول على الهاتف لصديقها. |