| Ve eski bir arkadaşa uzun zaman önce... verilen sözü tutmak için. | Open Subtitles | و الوفاء بـ وعدٍ قد قُطِعَ منذُ أمدٍ بعيد لصديقٍ قديم. |
| Senin de arkadaşa ihtiyacın var. | Open Subtitles | أنتَ بحاجةٍ لصديقٍ أيضاً |
| Eğer bu numaraları gazeteci bir arkadaşıma versem ve araştırmaya başlasa, kimbilir neler bulur. | Open Subtitles | إذا أعطيت تلك الأرقام لصديقٍ لي وبدأفيالبحث، من يعلم ماذا يمكنه إيجاده. |
| Bunu eski bir arkadaşıma gösterdim. - Yani kötü adamlardan birine. | Open Subtitles | لقد عرضتُ العقد لصديقٍ قديم لي |
| Bir arkadaş kendiliğinden başka bir arkadaşına pahalı bir İtalyan espresso makinesi alamaz mı? | Open Subtitles | ألا يمكن لصديقٍ أن يبتاع من تلقاء نفسه ماكينة إسبريسّو إيطاليّة باهظة الثمن لصديقة؟ |
| - Bir arkadaşımın arkadaşının başına gelmiş. | Open Subtitles | صديقة لي قالت أن ذلك حدث لصديقٍ لها مقرف |
| Şu an bir arkadaşa çok ihtiyacım var. | Open Subtitles | أنا بحاجةٍ ماسّة لصديقٍ الآن... |
| - Ahlak masasındaki arkadaşa yardım ediyordum. | Open Subtitles | -إنّي أُسدي معروفًا لصديقٍ لي . |
| Bir arkadaşa sattım. | Open Subtitles | -لقد بعتُه... لصديقٍ من أجل المال . |
| Bir arkadaşıma bir şey olmuş. | Open Subtitles | لقد طرأ أمر ما لصديقٍ لي |
| Bir arkadaşıma söz vermiştim. | Open Subtitles | -لقد قطعتُ بذلك وعداً لصديقٍ . |
| Bu haldeki bir arkadaşına nasıl sırtını dönersin? | Open Subtitles | كيف يمكنكَ أن تدير ظهركَ لصديقٍ كهذا؟ |
| 1955'te, James Dean bir arkadaşına demiş ki, | Open Subtitles | في عام 1955، قالَ (جيمس دين) لصديقٍ له |
| Aslında çocuk bir arkadaşımın.Ben sadece bakıyorum. | Open Subtitles | إنها في الواقع لصديقٍ لي أجالسها له. |