| bebeğine isim bile koymuş. | Open Subtitles | .. حتى أنها اختارت اسماً لطفلها |
| Peki ya bebeğine kanser bulaştıran o anne? | Open Subtitles | ماذا عن الأم التي نقلت السرطان لطفلها ؟ |
| Bir annenin yeni doğan bebeğine söylediği ilk sözler. | Open Subtitles | إطلاق صاروخ "ساتورن 5" كلمات الأم الأولى لطفلها الوليد |
| Fakat size basit olarak şunu geri bildirimde bulunmak isterim, hükümetin, çocuğuna nasıl davrandığını esas alarak demokrasinin ne kadar güçlü olduğunu tanımlayabilirsiniz. | TED | ولكنني أحكيها مرة أخرى لكم لأقول بكل بساطة أنه يمكنكم تعريف الديمقراطية القوية بكيفية معاملة حكومتها لطفلها. |
| Her ne olursa olsun onun annesi olduğumu onun da benim küçük erkeğim olduğunu annenin çocuğuna olan sevgisini hiç bir şeyin azaltmayacağını söyledim. | Open Subtitles | قلت له بأنّي أمّه و هو صغيريّ، و لايهم ما حدث، و لا شيء سيغير مدى حب الأمّ لطفلها. |
| Bunun sebebi ya çocuğunun trajik kaybı ya da çocuk sahibi olamaması. | Open Subtitles | ذلك ينبع اما من الخسارة الحزينة لطفلها او عدم قدرتها على انجاب طفل مطلقا |
| Kız da, ellerini kirletmeyi reddeden, kendisi ya da çocuğu için önünde yatan şeylere ihtiyaç duyan birisiyle evleniyor. | Open Subtitles | أعني, أنت ستتزوج هذه الفتاة ستتزوجشخصاً.. الذي يرفض أن يلوث يديهِ الذييفتقرللمخاطرة.. لكي يصنع حياة أفضل لها أو لطفلها. |
| Ne zamandan beri kıymetli bebeğine şans veriyor? | Open Subtitles | منذ متى يمكن لطفلها المدلل الاختيار؟ |
| bebeğine ne olduğunu bilmiyor. | Open Subtitles | إنها لا تعرف ماذا حدث لطفلها. |
| Alex bebeğine bir şeyler almak için gelmiş. | Open Subtitles | ألكس) هنا لتشتري بعض الهدايا لطفلها) |
| çocuğuna modaya uygun giysiler alır, onu oyuncaklara boğar ve o oyuncaklara harcadığı para da birçok şirketin ekmeğine yağ sürer. | Open Subtitles | ستشتري لطفلها لباس صغير وتدلعه بالألعاب والربح من تلك الألعاب |
| Yeni doğan çocuğuna ilk kez sarıldığında bir annenin kalbinden yayılan o sevgiyi bir hayal edin. | Open Subtitles | أستطيع فقط تخيل الحب العميق يتدفق من قلب الأم في بداية احتضانها لطفلها الوحيد |
| Altı yaşındaki çocuğuna kötü davranmakla suçlanıyor. | Open Subtitles | أتهمت في الإساءة لطفلها البالغ من العمر 6 أشهر |
| çocuğuna, mavi gözlü, hindistan cevizi kokulu kızın doğum günü için bir bilet kazandırdım ve kötü adam benim. | Open Subtitles | لقد حصلت لطفلها على بطاقة لذات عيون زرقاء ورائحة كجوز الهند حفلة عيد ميلاد, وانا الشرير هنا! |
| Hangi anne çocuğunun mutluluğunu istemez? | Open Subtitles | أي أم لا تريد لطفلها أن يكون سعيداً ؟ |
| Sen gittin Angela'nın çocuğunun babasını mı seçtin? | Open Subtitles | واخترت الرجل الذي هو اب لطفلها ؟ |
| Bayan Farley 11 Şubat ya da o günlerde gebe kaldığı çocuğunun babası olduğunuza inanıyor. | Open Subtitles | الانسة (فارلي) تعتقد انك والد لطفلها الذي لم يولد وحملت به في او قريب من 11 فبراير |
| Liberya gibi bir ülkede, bu bir annenin sıtmadan muzdarip çocuğu için tedavi görmesine yardımcı olmak anlamına gelebilir. | TED | في بلد مثل ليبريا، قد يعني للأم مساعدتها في الحصول على علاج لطفلها الذي يعاني الملاريا. |
| Senin aylardır, onun bebeği için tehlikeli olduğunu söylüyordu. | Open Subtitles | كانت تُخبرك لأشهر مضت أنك تُمثل خطراً بالنسبة لطفلها |