| Ama o bir katil sen söyledin işte bu işi yapmamak için iyi bir neden daha | Open Subtitles | لكنه قاتل قلت ذلك بنفسك وذلك سبب اخر جيد لعدم فعل ذلك |
| Bir şeyi yapmamak için her zaman milyonlarca sebep vardır. | Open Subtitles | هناك دائماً أسباب كثيرة لعدم فعل الشئ |
| Ve şu filmini hiçbir şey yapmamak için bahane olarak kullanıyorsun! | Open Subtitles | وإستخدمتَ فيلمكَ كعذر لعدم فعل أي شيء |
| Sen bana bunu yapmamam için bir neden söylemezsen tabii. | Open Subtitles | إلا إذا أعطيتيني سبباً لعدم فعل ذلك |
| Bunu yapmamam için bir sürü sebep var ama şu an bir tane bile aklıma gelmiyor. Hadi yapalım. | Open Subtitles | هناك أسباب كثيرة لعدم فعل ذلك |
| Bir şeyi yapmamak için de gerçek bir nedenleri var ama. | Open Subtitles | لديهم أيضاً سبب حقيقي لعدم فعل شيء. |
| -Bunu yapmamak için başka bir sebep bu. | Open Subtitles | وذلك سبب اخر جيد لعدم فعل ذلك |
| Bunu yapmamak için her zaman bir neden olacaktır ama... | Open Subtitles | سيكون هنالك دائماً سبب لعدم فعل هذا... |
| yapmamak için sebep değil bu. Hadi. | Open Subtitles | هذا ليس سببا لعدم فعل ذلك. |