| Bana ilk geldiğinde kendine uygun gelen şekilde kendi hayatını yaşamak istediğini söylemiştin. | Open Subtitles | عندما جئت أولا لي، قلت بأنّك أردت للإعتقاد لك... لعيش حياتك... |
| Bu işte sana ihtiyacım var, ve hayatını yaşamak zorundasın. | Open Subtitles | أحتاجك في هذا. ولكنك في حاجة لعيش حياتك |
| Hayır, hayatını yaşamak için. Neredeyse dört ay oldu. | Open Subtitles | كلا، بل لعيش حياتك لقد مرت أربعة أشهر |
| Clark, annenle baban kendi hayatını sürüp bu dengeyi tek başına bulman için sana yeterince güven duydular. | Open Subtitles | كلارك)، أبويك إئتمنوك بما فيه الكفاية) لعيش حياتك وإيجاد ذلك التوازن بنفسك |
| hayatını yaşamak için... | Open Subtitles | لعيش حياتك. |