Onun öldüğü gece bir kadın seni öldürmeye geldi. | Open Subtitles | في الليلة التي توفي فيها، إمرأة جاءت لقتلكِ. ماذا حدث؟ |
Seni neden uzaklaştırdığını anlarım ama seni neden öldürmeye çalıştığını anlamıyorum. | Open Subtitles | حسنٌ، ربما يوضح هذا لماذا حاولت قتلكِ أول مرة لكن ليس لماذا كرست نفسها لقتلكِ الآن |
Los Angeles'a seni uyarmaya geldim, öldürmeye değil. | Open Subtitles | "لقد ذهبت إلى "لوس أنجلس لتحذيركِ ، لا لقتلكِ |
Bir sonraki görüşmemizde seni büyük ihtimalle öldürmem gerekecek. | Open Subtitles | في المرةِ المقبلةِ التي أراكَ بها، لربما أضطر لقتلكِ. |
Bu yüzden seni öldürmek için o kadar çaba harcıyorlar çünkü sen hiçbir şey bilmiyorsun! | Open Subtitles | لهذا كانت محاولتهم مستميتة لقتلكِ لأنكِ لا تعرفين شيئاً؟ |
Şanslısın seni Joshua dan önce buldum. Karısını öldürdüğün için sana bayağı sinirlenmiş. | Open Subtitles | لحسن حظك أنني وجدك قبل (جاشوا) ويبدو أنه مستاء لقتلكِ زوجته |
Benimle gelseydin seni de öldürmesi için gönderecekti. | Open Subtitles | كان سيرسله لقتلكِ أيضاً، لو أتيتِ معي |
Amanda Clarke, Victoria Grayson'u öldürmekten tutuklusun. | Open Subtitles | أماندا كلارك أنتِ رهن الإعتقال لقتلكِ فيكتوريا جريسون |
Onların gelecekten ilk olarak seni ve daha sonra da oğlunu öldürmeye geldiklerine inanıyorum. | Open Subtitles | أصدّق أنهم قد عادوا من المستقبل لقتلكِ أنتِ أولاً ثمّ ابنكِ! |
Ben şeytanım ve seni öldürmeye geldim. | Open Subtitles | أناالشيطان.. و جئت لقتلكِ. |
- Seni öldürmeye geliyorlar. | Open Subtitles | إنهم قادمون لقتلكِ. |
Psikopat araba tamircisi seni öldürmeye geldi! | Open Subtitles | ميكانيكي مُختلّ موجود هُنا لقتلكِ! |
Seni öldürmeye gelen adamlar var. | Open Subtitles | -هناك رجال قادمون لقتلكِ |
Eğer söylersen seni öldürmem gerekir. | Open Subtitles | إذا بُحتِ بهذا السر سوف أضطّر لقتلكِ |
- Roan seni öldürmem için gönderdi. | Open Subtitles | (روان) أرسلني إلى هنا لقتلكِ |
Seni öldürmek için veya düğmeyi geri almak için şansı vardı. | Open Subtitles | لقد كانت لديه الفرصة لقتلكِ أو لكي يستعيد الزّر |
Seni öldürmek için onu tuttuğumu söyleyebilir. | Open Subtitles | يمكنه أن يقول أني إستأجرته لقتلكِ |
Seni Joshua'dan önce bulduğum için şanslısın. Karısını öldürdüğün için sana epey kızgın. | Open Subtitles | لحسن حظك أنني وجدك قبل (جاشوا) ويبدو أنه مستاء لقتلكِ زوجته |
Nora'yı öldürdüğün için. | Open Subtitles | (لقتلكِ (نورا |