| Tüm bu etkileri, tüm bu şeyleri aldık ve kimsenin pek niyetlenmediği bir şekilde birleştirdik. | TED | لقد أخذنا كل هذه التأثيرات، وكل هذه الأمور، وغيّرناها معا بطريقة لا يقصدها أحد بالفعل. |
| Multipl skleroz olan hastalar aldık ve basit bir soru sorduk: Kemik iliğinden alınan kök hücreler sinirlerini koruyabilir mi? | TED | لقد أخذنا مرضى مصابين بتصلب الأنسجة المتعدد وطرحنا سؤال بسيط: هل الخلايا الجذعية من نخاع العظام ستكون محمية من أعصابهم؟ |
| Güney Afrika, Avustralya,İngiltere ve daha ötesindeki topluluklardan haber aldık. | TED | لقد أخذنا بعدّة مجتمعات في جنوب إفريقيا، أستراليا، المملكة المتحدة، كندا وغيرها. |
| Başlamamız, ürünü dizayn ve inşa etmemiz için önden 2 milyon dolar alıyoruz. | Open Subtitles | صحيح؟ لقد أخذنا 2 مليون دولار مقدماً للبدء بالعمل , للتصميم و البناء |
| O kamerayı alıp daha önce hiç olmadığı bir yere koyduk. | Open Subtitles | لقد أخذنا تلك الكاميرا و وضعناها حيث لم توضع من قبل |
| - Sizinle görüşebilmem için 5 dakika ara verdik. | Open Subtitles | لقد أخذنا خمس ثوان كما ترون يا شباب |
| Sadece doğal yerimizi aldık. | Open Subtitles | هذا ليس صحيح لقد أخذنا مكاننا الطبيعي وحسب |
| Ailesinin kayıtlarını aldık ve uluslararası aramaları karşılaştırdık. | Open Subtitles | لقد أخذنا سجلات هاتف أهلها، وقارنا المكالمات الدولية. |
| Bu köpeği içeri aldık ve onu sevdik. Bu, onu bizim yapar. | Open Subtitles | لقد أخذنا هذا الكلب واحببناه وذلك يجعله لنا |
| Ama birlikte olmamız gerekiyor. Ders aldık. | Open Subtitles | لكن من المفترض أن نكون معاً لقد أخذنا فصولاً معاً |
| Rehineyi koruma maksadıyla gözaltına aldık. Kaçağın yeri halen bilinmiyor. | Open Subtitles | .لقد أخذنا الرهينة تحت التحفظ الوقائي لا نعلم شيئاً عن مكان الهارب حتى الآن |
| Dedektif olmalıymışsın sen. Önce biraz DNA örneği aldık. | Open Subtitles | يجب أن تصبح محققا , لقد أخذنا حمضهم النووي أولا |
| Mahkemeye verdiğiniz yeminli ifadenizi dikkate aldık. | Open Subtitles | لقد أخذنا بعين الاعتبار الالتماس الذي قدمته للمحكمة |
| Paralarını aldık, söylediklerini yapmak zorundayız. | Open Subtitles | لقد أخذنا أموالهم .يتعينعليناالقيامبمايقولون. |
| Notlarımızı aldık ve rapor vereceğiz. | Open Subtitles | لقد أخذنا ملاحظات وسوف نقدم تقريرًا بذلك |
| Saklanacak yeri yok. Sığınağını elinden aldık. | Open Subtitles | ليس لديه أي مكـــان يختبأ فيه، لقد أخذنا ذلك بعيدا عنه |
| Ve 1970'lerde ki eski logoyu aldık. | Open Subtitles | إذا ، لقد أخذنا الشعار القديم من عام 1970 |
| Herşeyi aldık, efendim. Şimdi ne yapacağız? | Open Subtitles | .لقد أخذنا كُل شيء، سيدي ماذا علينا فعله الآن؟ |
| Olay yerinin yakınından tekerlek izi örnekleri aldık. | Open Subtitles | لقد أخذنا صورةً لآثار إطاراتٍفيمسرحالجريمة. |
| Hassaslık eğitimi alıyoruz. | Open Subtitles | في الحقيقة، لقد أخذنا تدريبًا بخصوص مشاعر النّاس |
| Okyanustan küçük bir kesit alıp mavi yüzgeçli Tunaları ve sarı yüzgeçli Tunaları bir araya getirip camekânın arkasında koyup sergiliyoruz. | TED | لقد أخذنا قطعة صغيرة جدا من المحيط ووضعناها خلف زجاج ومعا وضعنا التونة زرقاء الزعانف وصفراء الزعانف للعرض |
| Konuşmayı kesebilirsin. Kararımızı verdik. | Open Subtitles | توقف عن الكلام فحسب لقد أخذنا القرار |
| Başka hayvanların da fotoğrafını çektik, Gabon'da orman bufalolarını, filleri ve kaplumbağa yuvalarını bile. | TED | لقد أخذنا أيضا صور للحيوانات الأخرى بما في ذلك الجاموس البري في الغابون، الفيلة، وحتى أماكن عيش السلاحف. |