| En kötü ihtimal İsviçre peyniri bekliyordum ama paslı kevgir gibi sızdırıyorsun. | Open Subtitles | على الأسوأ ، لقد توقعت جبنة سويسرية لكنك تُسرب وكأنك مصفاة صدئة |
| Seni bekliyordum, Bowen ve gelinim. | Open Subtitles | لقد توقعت مقابلتك, بوين ومع عروسى القادمة أيضا |
| Kraliçesine ihanet edecek cesareti olan bir adamdan daha fazlasını beklerdim. | Open Subtitles | لقد توقعت الكثير من الرجل الذي كانت لديه الشجاعة ليخون ملكته. |
| Bütün gece çalışıp parçaları birleştirmeni beklerdim. | Open Subtitles | لقد توقعت أن تعمل طوال الليل لوضع القطع سوية |
| İşten şimdi çıktığını tahmin etmiştim. | Open Subtitles | أجل, لقد توقعت أنك ستكوني عدتِ من العمل الآن |
| Onunla paylaşamamalıydın... Senin anladığını sanmıştım oysa... | Open Subtitles | لا يمكنك أن تتحدث معها في هذا لقد توقعت أنك تعلم هذا |
| Şarap korkunçmuş! Tadı daha çok sakıza benzer diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | مذاق النبيذ سيء لقد توقعت أن يكون مذاقه مثل العلكة |
| Seni bekliyordum, Bowen ve gelinim. | Open Subtitles | لقد توقعت مقابلتك, بوين ومع عروسى القادمة أيضا |
| Babanın anlatışından, küçük bir kız bekliyordum ama oldukça büyüksün. | Open Subtitles | تعلمين الطريقة التي كان يتحدث بها أبوكي عنكي لقد توقعت أن أقابل فتاه صغيرة ولكنك كبرت |
| İşte aramızdaki fark bu. Ben seni bekliyordum. | Open Subtitles | حسنا ً ، هذا هو الاختلاف بيننا، لقد توقعت حضورك |
| Onu çok daha önce gelip almanı bekliyordum. | Open Subtitles | يا تيك لقد توقعت أن تأخذه منى قريباً جدا |
| Ben de seni bekliyordum, ANNA. Sana Siyamlı çocuklarımı tanıtayım. | Open Subtitles | لقد توقعت ذلك، دعيني اعرفك على الاطفال السياميين |
| Aslında sizin gibi özgün dimağlardan biraz daha olgunca bir şeyler beklerdim. Biraz daha yaratıcı aynı zamanda. | Open Subtitles | لقد توقعت من عقول مثلكم أن تكون أكثر بلوغاً وأكثر إبداعية |
| Aslında sizin gibi özgün dimağlardan biraz daha olgunca bir şeyler beklerdim. | Open Subtitles | إنها فعلاً خدعة قديمة لقد توقعت من عقول مثلكم أن تكون أكثر بلوغاً وأكثر إبداعية |
| Miami'ye gelmek için o kadar çırpınmandan sonra daha fazlasını beklerdim. | Open Subtitles | بعد كل الجهود التي لدخول ميامي لقد توقعت شيئا أكثر |
| Seni daha şık bir elbiseyle bulmayı beklerdim. | Open Subtitles | حسناً, لقد توقعت منكِ لبس شيئاً أكثر لياقةً |
| Yaşadığımız patlama sonrası basınç kaybına bakarsak, tüm lastik yanağının patlamış olmasını beklerdim. | Open Subtitles | لقد توقعت أن الجدار الجانبى سيكون منهارا بأكمله نظرا لحده الانفجار التى قد مررنا بها للتو |
| Öyle bir şey olduğunu tahmin etmiştim. Ama yine de bana bir şey söylemeliydin, dostum. | Open Subtitles | أتعرف لقد توقعت أنه سيكون لشيئا هكذا ولكن هناك شيئا لم تقوله لى يارجل |
| Bunu lisedeki gazete köşemde aynen tahmin etmiştim. | Open Subtitles | لقد توقعت هذا تماماً في عامودي الصحفي بصحيفة الثانوية |
| Şimdiye kadar anlarsınız sanmıştım. | Open Subtitles | لقد توقعت أنكم قد فهمتم ما يجري الآن |
| Onlar Holland'ın canına okur diye düşünmüştüm. Ama hâlâ ayakta. | Open Subtitles | لقد توقعت بأن هذه الصور ستوقف هولاند , لكنه مازال يقاتل |
| Bu cinayeti önceden görmüştü, Harry. Sizi tam yerine göndermişti. | Open Subtitles | لقد توقعت جريمة القتل هذه يا (هاري) بالله عليك لقد أرسلتك أنت و (بيري) لنفس المكان |
| Pilot'un adı Troy'du. Adı Troy olan ve bu işi geçinmek için yapan birinin iyi olacağını umut ediyordum. | TED | كابتن الطائرة يدعى تروي، لقد توقعت أحدهم أسمه تروي فعل ذلك ليكون الشاب الشهم. |