| Duyduğuma göre gezegende çok korkunç şeyler bulmuşlar. | Open Subtitles | رين: لقد سمعت أنهم وجدوا شيئاً مخيفاً جداً على سطح الكوكب |
| - Duyduğuma göre Lima'da tam sana ve parmaklarını yalayan, iç yağı seven, GilbertGrape'e benzeyen... | Open Subtitles | لقد سمعت أنهم سيفتحون فرعاً جديداً من منزل ماكدونالد |
| Nakit tercih ettiklerini duydum, ya da ilk çocuğunu. | Open Subtitles | لقد سمعت أنهم يُفضلوا أن تدفع نقداً |
| Sana bahsettiğim kişiyi infaz ettiklerini duydum. | Open Subtitles | "لقد سمعت أنهم أعدموا الشخص الذي أخبرتكِ عنه... |
| Bir çeşit hayvan saldırısı olduğunu duydum. | Open Subtitles | إذن لقد سمعت أنهم يقولون أنه كان هجوم حيوان من نوع ما |
| Tüm eyaleti araştırdıklarını ve Shishine Kalesi'ne karar verdiklerini duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت أنهم يبحثون عن شيء ما في المقاطعة كلها وقرروا البناء فوق أرض حصن شيشين |
| Duyduğuma göre dadı olarak kalmanı istemişler. | Open Subtitles | لقد سمعت أنهم عرضوا عليك البقاء معه كمربية |
| Öyle. Duyduğuma göre yılın sonunda dağın tepesini uçuracaklarmış. | Open Subtitles | نعم, لقد سمعت أنهم يستغرقون سنين عديدة كي يعتلو قمة الجبل |
| Benim Duyduğuma göre de 50 kişilermiş. | Open Subtitles | حسناً ، لقد سمعت أنهم 50 |
| Duyduğuma göre..." | Open Subtitles | لقد سمعت أنهم سوف... . |
| Grev bozucu hemşireler olduğunu duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت أنهم أحضروا ممرضات مزعجات |
| Yemekhanede ziyafet olduğunu duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت أنهم يحضرون الى وليمة |
| Giysilerinin üzerlerinde olduğunu duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت أنهم كانوا مرتديين ملابسهم |