| Plastik torbaları unutmadığınızda sizin farklı olduğunuzu anlamıştım. | Open Subtitles | لقد علمتُ بأنَّكما مختلفانِ عندما لم تنسيا إحضار الكيس البلاستيكي |
| Daha doğduğun gün senin fena biri olduğunu anlamıştım! | Open Subtitles | لقد علمتُ بأنك سيئة مُذ أنجبتك |
| - Ondan hoşlandığını anlamıştım! - Harika biri. | Open Subtitles | لقد علمتُ أنكِ ستحبينه - هو مذهل - |
| Yeşil ışığı kaçırmama neden olduğunda dört yol ağzında olduğunu Biliyordum. | Open Subtitles | لقد علمتُ أنّكَ عند التّقاطع حينما تسبّبتَ لي في فقدان الضّوء. |
| Baba, buraya gelip olayı kendi başına araştıracağını Biliyordum. | Open Subtitles | أبي، لقد علمتُ أنّك ستأتي وتحاول أنْ تحقّق بنفسك |
| Benim için geleceğini Biliyordum üç kafadarlar. | Open Subtitles | لقد علمتُ أنك ستأتي من أجلي، الفرسان الثلاثة. |
| Esasında, 40 dakikadır orada olduğunu Biliyordum. | Open Subtitles | في الحقيقة لقد علمتُ أنّك هناك منذ حوالي 40 دقيقة. |
| Orada tuhaf şeylerin olduğunu Biliyordum. | Open Subtitles | لقد علمتُ أن هناك شيئاً غريباً حول هذا المكان، |
| Sana söylememin sadece zaman meselesi olduğunu Biliyordum. | Open Subtitles | لقد علمتُ أن الآمر مجرد مسألة وقت قبل أن أخبركِ |
| - Ben de doğru anlayacağımı bildiğini Biliyordum! | Open Subtitles | حسناً, لقد علمتُ أنكَ ستعلم أني سأجاوب بشكل صحيح |