| dedim ya, hangi kadının gerçek aşkım olduğunu hiç bir zaman bilemeyeceğim. | Open Subtitles | لقد قلتُ بأني لن أتمكن من معرفة أكثر فتاة أحببتُها حتى النهاية |
| - Not için yakınmak kötüdür... - Daha yüksek dedim. | Open Subtitles | التوسل من أجل الدرجات صفة سيئة لقد قلتُ ارفعي صوتك |
| Öyle olduğum için sadığım dedim ve gerçek bu efendim. | Open Subtitles | لقد قلتُ بأنني كذلك، لأنني كذلك، وتلك هي الحقيقة، سيِّدي. |
| Az öncekileri çıplak elle adam öldürmekten hoşlanan birine söyledim. | Open Subtitles | لقد قلتُ هذا للتو لرجل يستمتِع بقتل الناس بيديه العاريتين |
| Bunu daha önce de söyledim. | Open Subtitles | لقد قلتُ هذا من قبل أنت بحاجة لمساعدة نفسيّة |
| Gitmeni söylemiştim, şu an peşimden gelen sensin! | Open Subtitles | لقد قلتُ لك أن تهرب هناك ولكن ها أنت هنا تلحقني |
| Hayır, bazı geceler geç saate kadar çalışabilirim demiştim, her gece değil ya. | Open Subtitles | لا، لقد قلتُ أنني سوف أعمل إلى وقت متأخر أحيانا. ليس كل ليلة. |
| Boş ver dedim. Ne istiyorsun, özür mü? | Open Subtitles | .لقد قلتُ إنسى الامر ماذا تُريد أن أعتذر منكَ؟ |
| dedim sana yemek kuponlarını sevmiyorum. | Open Subtitles | لقد قلتُ لك أنني لا أحب الشراء بواسطة القسائم |
| Tabi ki hayır. Bizi dinledikleri için öyle dedim. | Open Subtitles | بالله عليك لا ، لقد قلتُ هذا لأنهم يسمعوننا |
| Siz ikinize kaç kere dedim. | Open Subtitles | لقد قلتُ ذلك مراراً وتكراراً لكنّ يا رِفاق. |
| Öyle dedim, çünkü seninle yatmaya çalışıyordum ve sonra da sana aşık oldum ve bunun gerçekten benim için bir sorun olmayacağını fark ettim. | Open Subtitles | وقلتَ أنّك لا تمانعُ ذلك لقد قلتُ ذلكَ إذ أردتُ مضاجعتك ومن ثمّ وقعتُ في حبّك |
| - Ne? O fotoğrafı kimseye gösterebilecek kadar taşaklı değilsin, dedim. | Open Subtitles | لقد قلتُ, لا تملك الجرأة لتري هذه الصورة لأي أحد. |
| dedim ki "İnsanlar zarar verir, öldürür." | Open Subtitles | لقد قلتُ بأنّ هذه الكائنات البشرية ناقصة و قاتلة |
| Paketledik ve gidiyoruz dedim. | Open Subtitles | . لقد قلتُ انتهينا من حزم أشيائنا و سنغادر |
| Dostum, sana bu işe karışmak istemediğimi söyledim. | Open Subtitles | يا رجل ، لقد قلتُ لك لا أريد أن أتورط في هذا الأمر |
| Sana söyledim, geceleri kapını kilitli tut. | Open Subtitles | لقد قلتُ لكِ عليكِ أن تبقي الباب مقفلاً أثناء الليل |
| İhtiyacım olduğu kadar kalacağımı söyledim ve öyle de oldu. | Open Subtitles | لقد قلتُ بأنني سأغيب قدر حاجتي. و فعلتُ ذلك. |
| Hayır, onu kaçınarak değilim ama söyledim, gerçekten henüz ona ne diyeceğimi bilmiyorum. | Open Subtitles | لا ، أنا لا أتجنبه ، لكن لقد قلتُ لكِ أنا حقاً لا أعلم ماذا أقول له حتى الآن |
| - Çok daha kötü. - Kötü bir fikir olduğunu söylemiştim. | Open Subtitles | أسوء بكثير - لقد قلتُ لك أن هذه فكرة سيئة - |
| Sana söylemiştim, sen bir gelecek beyazışıklısın. | Open Subtitles | كما ترين ، لقد قلتُ لكِ ، أنتِ مرشدة بيضاء مستقبلية |
| Gelebilirim demiştim, neden hemen yapıyor ki? | Open Subtitles | لقد قلتُ أنني ربما يمكنني الذهاب فلماذا تفعل هي هذا بالفعل؟ |
| O illetten arındığında benimle konuş diyorum! | Open Subtitles | لقد قلتُ أن لك أن تتحدثى إلىّ بعد أن تنظفى نفسك |