Seni görmeyi kabul ettim, çünkü ciddi ve saygıdeğer, biri olduğunu duydum. | Open Subtitles | لقد وافقت أن أقابلك لأننى سمعت أنك رجل جدى يجب معاملتة باحترام |
Seni görmeyi kabul ettim, çünkü ciddi ve saygıdeğer biri olduğunu duydum. | Open Subtitles | لقد وافقت أن أقابلك لأنني سمعت أنك رجل جدي يجب معاملتة باحترام |
Ben ölümden sonra olacak herhangi bir şeyi incelemek için kabul ettim. | Open Subtitles | لقد وافقت على دراسة ماذا , إذا أي شيء يحصل بعد الموت |
Köpekler yasa dışı madde tespit edince çıplak aramayı kendisi kabul etti. | Open Subtitles | لقد وافقت على التفتيش العاري بعد أن إكتشف الكلب مادة غير قانونية |
İşte iyi haber. Hava Kuvvetleri senin mülteci durumunu kabul etti. | Open Subtitles | هناك أخبار هامة ، لقد وافقت قواتنا الجوية على منحك وضعية اللجوء |
Annem Evet dedi. Değişikliği yapmalıyım. | Open Subtitles | لقد وافقت أمي سوف أقوم بالإنتقال إلى هنا |
kabul ettin. Her şeyi öğrenmek isteyecekler. | Open Subtitles | .. لقد وافقت عليه هذا كل ما يريدوا معرفته |
Bu işi alırken kendi bildiğim gibi hareket edeceğim konusunda anlaşmıştık. | Open Subtitles | حَسناً، لقد وافقت علي هذه الوظيفة لكي أعمل علي طريقتي |
İstediğim gibi yapılması koşuluyla tasarlamayı kabul ettim. | Open Subtitles | لقد وافقت على تصميمها حتى أراها بنيت كما تمنيت |
Çinli kameramanı kabul ettim. Filme karışmıyorum. | Open Subtitles | لقد وافقت على شرط احضار المصور الصيني ولم اتدخل كثيرا في هذا الفلم |
Gerçekten kafama bir yılan koymalarına izin verdiğime inanamıyorum. Ben de kabul ettim. | Open Subtitles | لا أُصدق أني تركتهم بالفعل يضعون ثعبان في رأسي رأسي، لقد وافقت على هذا |
Bu mektubu getirmeyi seni görebilmek için kabul ettim. | Open Subtitles | لقد وافقت على جلب الرسالة فقط حتى أستطيع أن أراك |
Sakın şerefimi sorgulama. Serbest kalmasını kabul ettim. | Open Subtitles | لا تشكك في شرفي يا ولد لقد وافقت علي إطلاق سراحها |
Oren babamın çok iyi bir arkadaşıydı. Onu uyarmayı kabul ettim. | Open Subtitles | أوين كان صديقا لأبى لقد وافقت على إنذارهم |
Zaman olursa durup onu almayı kabul ettim, ama sadece zamanımız olursa. | Open Subtitles | لقد وافقت على العودة و إلتقاطهم فقط إن كان هناك وقت |
Müvekkilim istemesini önerdiğim bir defalık tazminatı kabul etti. | Open Subtitles | لقد وافقت موكلتى بناء على نصيحتى على قبول مبلغ |
Seninle çıkmayı kabul etti çünkü daha iyi bir teklif almadı. | Open Subtitles | لقد وافقت فقط الذهب معك لانها لم يكن عنده شي افضل لتفعله |
Ablasına yardım etmesini istedim o da kabul etti. | Open Subtitles | لقد طلبت منها أن تساعد اُختها و لقد وافقت |
Bir dakika, Evet dedi değil mi? | Open Subtitles | مهلاً ، لقد وافقت ، أليس كذلك ؟ |
Kabul edeceğini sanmıyordum. Neden kabul ettin? | Open Subtitles | لقد وافقت لم يطرأ ببالي أن توافقي على هذا فلما وافقتِ؟ |
Bu işi alırken kendi bildiğim gibi hareket edeceğim konusunda anlaşmıştık. | Open Subtitles | حَسناً، لقد وافقت علي هذه الوظيفة لكي أعمل علي طريقتي ويمكنك ذلك |
Onlara evet dedim bile. Görür görmez buraya bayıldım. | Open Subtitles | لقد وافقت بالفعل اننى أحببتها لحظة أن رأيتها |
- İki tokat çakmıştır herhalde. - Hayır, kabul etmiş. | Open Subtitles | أراهن بأنها قد صفعته على وجهه كلا لقد وافقت |