| Lisede, o gün orada durdum... sessizce seyrettim tezahürat yapmak istedim ama sessizce seyrettim sadece. | Open Subtitles | ذلك اليوم في المدرسة الثانوية, لقد وقفت هناك, اشاهد بصمت, راغبة بأن أشجعه, لكنني وقفت هناك فقط أشاهد. | 
| Sara, sokakta durdum ve fark ettim ki işte bu. | Open Subtitles | ساره، لقد وقفت فى الشارع.. ..وإكتشفت.. ..هذا الأمر.. | 
| Orada öylece durdum, sadece durdum ve Jeff'in gitmesine izin verdim. | Open Subtitles | لقد وقفت هناك وقفت دون حراك وانا اشاهد جيف يغادر | 
| Arka kapıda durup seslendim. Tuvalette miydin? | Open Subtitles | لقد وقفت عند الباب الخلفي ، اصيح و اصيح بينما أنت كنت في غرفة الأولاد؟ | 
| Büyük Temizlik'te arkadaşlarımız yakılırken, sadece durup izledin. | Open Subtitles | لقد وقفت وشاهدت أصدقائنا يحرقون في حملة التطهير العظيمة أنت لست سوى خائن | 
| O karşı koydu ve kendini ortaya çıkardı. Size inanıyordu. Size güveniyordu. | Open Subtitles | لقد وقفت وأفصحت عن نفسها، لقد آمنت بك، ووثقت بك | 
| Zalimliğe ve telif ihlali iddiasına karşı durdum. | Open Subtitles | لقد وقفت ضد الطغيان و إنتهاك حقوق الملكية المزعوم | 
| Nefertiri, ben Tanrı'nın huzurunda yanan ışıkta durdum. | Open Subtitles | نفرتيرى ... لقد وقفت أمام النور الخالد فى حضرة الله | 
| Nefertiri, ben Tanrı'nın huzurunda yanan ışıkta durdum. | Open Subtitles | نفرتيرى ... لقد وقفت أمام النور الخالد فى حضرة الله | 
| Gelinlikçinin önünde karınla yanyana durdum, gülümsedim ve konuştum, ve sanki-- | Open Subtitles | لقد وقفت مع زوجتك في متجر العرائس . . و ابتسمت و تحدثت و . . | 
| Dağın tepesinde bir Anonymous olarak durdum. | Open Subtitles | لقد وقفت على قمّةِ جبلٍ تُعرَفُ بإسم "المجهولين," | 
| Rahibin arkasında durdum ve cüppesine sarıldım... | Open Subtitles | لقد وقفت خلف الكاهن وأمسكت ثوبه | 
| Hayatımda pek çok vahşi hayvanla yan yana durdum... ama artık eskisi kadar hızlı sıvışamıyorum. | Open Subtitles | "الآن ، لقد وقفت إلى جانب العديد من الحيوانات الوحشية في زمني" "لكننيّ ليس سريع كما اعتدت أن أكون" | 
| Caddenin köşesinde bir saat boyunca durdum. | Open Subtitles | لقد وقفت لساعة عند حافة ممر السيارات | 
| Bana yalan söyledin. Orada durup gözümün içine baka baka merkeze gittiğini söyledin. | Open Subtitles | لقد كذبت عليّ، لقد وقفت هناك ونظرت ليّ في عيني وقلت ليّ أنك ذاهب للمكتب | 
| Kaç kez, tam bu noktada durup, bana bir şeyler söylemeni bekledim. | Open Subtitles | لقد وقفت في هذه البقعة لمرات عديدة... فقط أنتظرك لتقول شيئاً... | 
| Burada durup size bakıyorum sizin acınızla yüzleşmenizi seyrediyorum. | Open Subtitles | ...لقد وقفت هنا وأراكم وأنتم تتحدّون آلامكم | 
| Erkeğinin yanında durup asla yalnız bırakmamalısın. | Open Subtitles | ...لقد وقفت إلى جانب رجلكِ، ولم تضلي أبدًا | 
| Sadece orada durup izledi. | Open Subtitles | لقد وقفت هُناك وحسب وتركت الأمر يحدث | 
| O karşı koydu ve kendini ortaya çıkardı. Size inanıyordu. Size güveniyordu. | Open Subtitles | لقد وقفت وأفصحت عن نفسها، لقد آمنت بك، ووثقت بك |