| Yalan söylemek, bir şey saklamak... ve ilişkileri bozan bunun gibi şeyler kötü demiştin. | Open Subtitles | لا للكذب، لا لكتمان الأشياء هذه الأمور التي تحزن الناس |
| Yalan söylemek, bir şey saklamak... ve ilişkileri bozan bunun gibi şeyler kötü demiştin. | Open Subtitles | لا للكذب، لا لكتمان الأشياء هذه الأمور التي تحزن الناس |
| Senin işin sırları saklamak ve gerçekleri saptırma yeteneğine dayanıyor. | Open Subtitles | شغلك يعتمد على قدرتك لكتمان الأسرار وتزييف الحقيقة. |
| Buraya senden sır sakladığım için özür dilemeye gelmiştim. | Open Subtitles | انا نزلت الى هنا لأعتذر لكتمان اسراري |
| Senden sır sakladığım için özür dilerim. | Open Subtitles | انا آسفة لكتمان اسراري عنك |
| Bana göre hayat, sır saklamak için fazla uzun. | Open Subtitles | الحياة طويلة جدّاً لي لكتمان الأسرار. |
| Gerçek kimliğimle ilgili bu sırrı çok uzun yıllar saklamak zorunda kaldım | Open Subtitles | {\pos(190,230)}اضطررت لكتمان هويّتي الحقيقيّة لسنوات عديدة |
| Böyle büyük bir sırrı ondan sakladığım için Max beni kovabilirdi. | Open Subtitles | لكان (ماكس) سيُطردني لكتمان ذلك السرّ الكبير عنه. |