| Ama bazen annem de hazırlıyor. O zaman ne olacak? | Open Subtitles | لكن أحيانًا أمي تعدُ لي صندوق غداء، عندها ماذا سيحدث؟ |
| Bu size garip gelebilir Ama bazen öyle yemeyi seviyorum. | Open Subtitles | ستعتقدون أن هذا الأمر مقرف لكن أحيانًا أحبُ أن أكلهُ |
| Ama bazen istediğin şeyler onları almak için ödediğin bedele değmez. | Open Subtitles | لكن أحيانًا لا يكون مرادك جديرًا بالثمن الذي عليك دفعه لنيله. |
| Ama bazen kendimize söylediğimiz yalanlar kendi iyiliğimiz içindir. | Open Subtitles | لكن أحيانًا الأكاذيب التي نقنع أنفسنا بتصديقها تحمل خيرًا لنا. |
| Fakat bazen bir hikaye büyük gürültü koparır ve kendinizi milletin önünde buluverirsiniz. | Open Subtitles | لكن أحيانًا تضرب القصة عصبًا حساسًا ويتم وضعك أمام العامة. حصل لي هذا مرة من قبل. |
| Ama bazen de hiçbir şey demiyor. | Open Subtitles | لكن أحيانًا أخرى لا تقول شيئًا فقط تجلس هناك وتنظر إلي |
| Ama bazen 50 bin dolar ödül olmayan şeyleri görmenizi sağlayabilir. | Open Subtitles | لكن أحيانًا جائزة بـ 50 ألف دولار يمكن أن تجعلك ترى أشياء ليست هناك |
| O araba kazasında ölmedim biliyorum Ama bazen sanki ölmüşüm gibi geliyor. | Open Subtitles | أعلم أنني لم أمت في حادث السيارة، لكن أحيانًا أشعر أنني قد متّ. |
| Ama bazen, kuşu vurduğunda kuş ölmez. | Open Subtitles | لكن أحيانًا عندما تُطلق النار على الطائر.. لا يكون ميتًا |
| Ne istersen yapabilirsin. Hoşuma gitmiyor Ama bazen başka çare olmaz. | Open Subtitles | بوسعك فعل أيّ شيء، لا أحبّذ ذلك لكن أحيانًا تنفذ منّا البدائل |
| Ama bazen insanlar öyle kötü yaralanır ki uykuya dalarlar ve bir daha uyanmazlar. | Open Subtitles | لكن أحيانًا يتأذى الناس بشدة تجعلهم يخلدون إلى النوم ولا يستيقظون |
| Ona olanlardan hazzetmiyorum Ama bazen çoğunluğun iyiliği için fedakarlık yapmak gerekir. | Open Subtitles | لست فخورًا بما حدث له، لكن أحيانًا التضحيات تكون ضرورية لأجل المصلحة العليا |
| Bazen onları öldürmemiz gerekiyor. Bunu biliyorum. Ama bazen de gerekmiyor. | Open Subtitles | أحيانًا يتحتّم علينا قتلهم، أعلم لكن أحيانًا لا يتحتّم ذلك |
| McCarhy'nin The Blacklist'inin fanı değilim Ama bazen sıradan bir adam da şeytana tapabiliyor. | Open Subtitles | لستُ مناصرًا لأيّ من المباديء السوداء للمكارثيّة، لكن أحيانًا يكون جارك مِن عبدة الشيطان فعلًا. |
| Ama bazen kötü çok kötüdür ve iyi olan şeyin çok yüksek bir bedeli vardır. | Open Subtitles | لكن أحيانًا, السيء سيئٌ جدًا و الخير يأتي بدفع ثمن كبير |
| Ama bazen kâğıt üstünde iyi görünen şeyler gerçek hayatta işe yaramaz. | Open Subtitles | لكن أحيانًا ما يبدو مبشّرًا على الورق يفشل في الحياة الحقيقيّة. |
| Ama bazen birine ders vermenin en iyi yolu onları cezalandırmak değil en çok değer verdiklerini cezalandırmaktır. | Open Subtitles | لكن أحيانًا تكون أجدى وسيلة لتعليم امرئ درس، ليست معاقبته بل معاقبة أحبّ الناس إليه. |
| Evet Ama bazen evden dışarı çıkıp uzaklara sürüp şehirden çıkıp geri gelmek iyi oluyor. | Open Subtitles | أجل، لكن أحيانًا يطيب للمرئ الخروج من المنزل وقيادة السيّارة والخروج من البلدة، ثم العودة، ألا توافقينني؟ |
| Ama bazen bazı anlarda onu görür gibi hissederdim. | Open Subtitles | لكن أحيانًا كانت هُناك بعض اللحظات، شعرت بأن سيظهر في اللحظة القادمة. |
| Evet Fakat bazen kolay anlaşılır bir şey değildir, içgüdüseldir. | Open Subtitles | أجل، لكن أحيانًا لا تكون الأمور بتلك البساطة. أحيانا تكون غريزية. |
| Evet, Fakat bazen Lee'nin komploya uğramış bir zavallı olduğunu düşünürüm. | Open Subtitles | صحيح، لكن أحيانًا أعتقد أن ما(لي) إلّا أبله وقع في مؤامرة. |