Ama bir şekilde o gün maceraperest hissediyorsunuz ve aniden iki noktanın aslında sadece tek bir bina mesafesinde olduğunu keşfediyorsunuz. | TED | و لكن بطريقة ما تتملككم روح المغامرة في ذلك اليوم و تكتشفون فجأة أن الموقعين يبعد بينهما مبنى واحد |
Ama bir şekilde, zihninde kızları bu farklılığa dâhil etmeyi unutmuştu. | TED | لكن بطريقة ما لم يتطرق إلى فكرة اختلاف الفتيات في هذا المعتقَد. |
Ama bir şekilde durumunu bana açıkladı, ben de hayır diyemedim. | Open Subtitles | لكن بطريقة ما شرحت لي , ولم أستطع قول لا |
Yeni okullar hep farklıdır Ama her nasılsa, hep aynı görünürler. | Open Subtitles | كل مدرسة جديدة مختلفة و لكن بطريقة ما تبدو جميعها متشابهة |
Aralarında hiç bağlantı yok Ama her nasılsa onlar seçilmişler. | Open Subtitles | لا صلة بينهما، لكن بطريقة ما وقع اختيار الجاني عليهما. |
Bazen denilenleri zar zor anlıyor,ama nasıl oluyorsa Çince konuşuyor. | Open Subtitles | إنه يعرف بالكاد ماذا تتكلمين أحياناً و لكن بطريقة ما يتكلم اللغة الصينية؟ |
Eğer o gemiye binmediysem burada olmamam gerekir ama nedense buradayım. | Open Subtitles | لست متأكداً، إذا لم آتي على متن تلك السفينة، فلا يجدر بي أن أوجد هنا لكن بطريقة ما أنا هنا |
Zaman, buralarda durmuş gibi fakat bir şekilde fazlasıyla geçti, ve söylenecek çok şey var. | Open Subtitles | يبدو الوقت ساكنا بلا حراك في هذه الأماكن لكن بطريقة ما كثيرا منه يمر وهناك الكثيرا لقوله |
Asla istemez Ama bir şekilde böyle olmasını sağlar. | Open Subtitles | إنها أبداً لم تعني لكن بطريقة ما تستطيع دائماً علي أيه حال |
Her seferinde seni ele geçirdiğimizden emindim Ama bir şekilde elimizden kaçtın. | Open Subtitles | كل مرة كنت أعتقد أنى هزمتك لكن بطريقة ما كنتِ تهربين |
Bu işe nasıl karıştın bilmiyorum Ama bir şekilde dünyanın en zengin iki milyarderi sen ve o mağaralarla çok ilgileniyorlar. | Open Subtitles | لا أعرف كيف تعثرت بهذا لكن بطريقة ما هناك ثريان مهتمان بك وبتلك الكهوف |
Ama bir şekilde Izzi, bu kadar genç yaşta, bu lütufa erişmeyi başardı. | Open Subtitles | و لكن بطريقة ما ، أيز على الرغم من حداثة سنها قد حققت تلك المعادلة |
Ama bir şekilde oradan çıkmayı başarmış ve hayatta. | Open Subtitles | و لكن بطريقة ما فقد استطاع الخروج و هو حى |
Haklısın. Bu dünyada asla var olmadım. Ama bir şekilde buradayım. | Open Subtitles | أنت محقة، لم أوجد في هذا العالم أبداً، لكن بطريقة ما أنا هنا |
Ama her nasılsa biz mimarların binasında kullanması için sanayinin sağladığı bitmiş ürünler ruhunu kaybetmiş gözüktü. | TED | لكن بطريقة ما المنتجات النهائية التي أتاحتها الصناعة لكي نستخدمها كمعماريين، في أعمالنا بدت كأنها فقدت روحها. |
Ne demek istediğini söylemeye çalışıyorsun Ama her nasılsa sözcükler değişiyor. | Open Subtitles | تجدين نفسك تحاولي أن تقولي ما تعنين، لكن بطريقة ما الكلمات تتغير. |
Polis beni kaçıran kadını asla bulamadı Ama her nasılsa ben hep kendimi güvende hissettim | Open Subtitles | لم تعثر الشرطة على المرأة التي اختطفتني لكن بطريقة ما دائماً ما شعرت بالأمان |
Tüm hayatımı korku içinde geçirebilirdim Ama her nasılsa kendimi daima güvende hissettim. | Open Subtitles | كنت لأعيش حياتي في خوف لكن بطريقة ما دائماً ما شعرت بأمان |
Değerlerinize, hedeflerinize ve methodlarınıza saygı duyuyorum Ama her nasılsa kişisel anlamda uyuşmuyoruz. | Open Subtitles | أنا أتفق مع قيمك و أهدافك و أساليبك لكن بطريقة ما نحن لن نتفق على الصعيد الشخصي بتاتاً |
Epey ihmal ettim. Biliyor musunuz, tasarruf etmek için ailemi kırsala getirdim ama nasıl oluyorsa burada Moskova'dan daha çok eğlence düzenliyorum. | Open Subtitles | نقلت العائلة للريف لأوفر المال لكن بطريقة ما كنت أقوم بأمورٍ ممتعة هنا أكثر ممّا فعلت يومًا في موسكو، الصيد، |
Elbette ben de senin kadar akıllıyım en az senin kadar güzelim ama nedense sen daha az kötü kalplisin. | Open Subtitles | بالطبع، أنا ذكية بقدرك وجميلة قليلاً بقدرك، لكن بطريقة ما أنتِ أقل شراً. |
fakat bir şekilde kimse kamyon şoförü olan adamı suçlamıyor. | Open Subtitles | لكن بطريقة ما لم يفكر أحد أن يتهم الشاب الذي يحمل تلك الرخصة. |
Kesinlikle hakaret etmek için söylemişti ama nasıl olduysa bu fikri aklımdan bir türlü çıkaramadım. | Open Subtitles | لقد عنتها بالتأكيد من باب السخرية لكن بطريقة ما لم أستطع إخراج الفكرة من رأسي |