| Harikayım ama kimse farkında değil. Kimse bilmiyor. | Open Subtitles | أنا عظيمة، لكن لا أحد يعرف ذلك لا أحد يعرف ذلك |
| Zaten dizimde problem var. Kimse bilmiyor çünkü bir şey söylemiyorum. | Open Subtitles | لديّ مشكلة في الركبة لكن لا أحد يعرف بشأن هذا لأني لم أخبر أحد |
| Bir kuzeniyle kaldığı biliniyor, ama kim olduğunu Kimse bilmiyor. | Open Subtitles | يبدو أنها تقيم عند قريبتها، لكن لا أحد يعرف من تكون |
| Buradaki çitte bir delik var. Ama Kimse bilmiyor. | Open Subtitles | توجد فتحة في السياج هنا، لكن لا أحد يعرف مكانها |
| Diyet yaparken hile yapıyorum fakat bunu Kimse bilmiyor çünkü hasarı içten veriyorum ve bunun ilk göstergesi de ani ölümüm olacak. | Open Subtitles | أنا اغش في حميتي لكن لا أحد يعرف لأن الأعطاب في الداخل و التحدير الأول هو الموت فجائي |
| Zaten dizimde problem var. Kimse bilmiyor çünkü bir sey söylemiyorum. | Open Subtitles | لديّ مشكلة في الركبة لكن لا أحد يعرف بشأن هذا لأني لم أخبر أحد |
| Zaten dizimde problem var. Kimse bilmiyor çünkü bir şey söylemiyorum. | Open Subtitles | لديّ مشكلة في الركبة لكن لا أحد يعرف بشأن هذا لأني لم أخبر أحد |
| Zaten dizimde problem var. Kimse bilmiyor çünkü bir şey söylemiyorum. | Open Subtitles | لديّ مشكلة في الركبة لكن لا أحد يعرف بشأن هذا لأني لم أخبر أحد |
| Harikayım ama Kimse bilmiyor | Open Subtitles | أنا عظيم، لكن لا أحد يعرف ذلك |
| Ama burada olduğumuzu Kimse bilmiyor. | Open Subtitles | لكن لا أحد يعرف نحن هنا. |
| Nereye ve neden olduğunu Kimse bilmiyor. | Open Subtitles | # إلى أين ولماذا # # لكن لا أحد يعرف # |
| Ama ne olduğunu Kimse bilmiyor. | Open Subtitles | لكن .. لا أحد يعرف ما هو |
| Çaldım, ama Kimse bilmiyor. | Open Subtitles | قمت بسرقتهم لكن لا أحد يعرف. |