| PM: Bu yüzden bunun hakkında konuşuyoruz, çünkü kız arkadaşlıklar, dediğin gibi Jane, yenilenebilir güç kaynağı. | TED | ب.م: لهذا السبب نحن نتكلم عنها، لأن صداقات النساء، كما قلت، جين، مصدر طاقة قابل للتجديد. |
| İyi, onları sömürmek için 89 yılınız daha var. yenilenebilir. | Open Subtitles | لديكم 89 سنه اخرى لاستغلالها وهذا قابل للتجديد |
| O, enerjimizin neredeyse yarısının bir gün yenilenebilir kaynaklardan geleceğine inanıyor. | Open Subtitles | من المصادر القابلة للتجديد. لقد أطلق عليه أسم الحالم والقلق |
| Okulları temizledik. Evleri çamurdan arındırdık ve temizleyip yenileme ve iyileştirmeye hazır hale getirdik. | TED | ونظفنا المدارس. وأزلنا الوحل والطين عن المنازل استعداد للتجديد وإعادة التأهيل. |
| Ama ben formatı yenileme girişimini çok ilginç buluyorum. | Open Subtitles | لكنني أراها محاولة مهمة للتجديد في الشكل. |
| Restorant tadilat yüzünden altı haftalığına kapanıyor. | Open Subtitles | إغلاق المطعم لمدة ستة أسابيع للتجديد. |
| Evet, her evkadının hayatında yenilenmenin zamanı vardır. | Open Subtitles | نعم، فى حياة كل ربة بيت يأتى وقت للتجديد |
| Tüm dünyaya yenilenebilir bir güç sağlayan daimi bir güneş gibi. | Open Subtitles | مثل شمس دائمة تزود بطاقة قابلة للتجديد للعالم بأكمله |
| Çocuklarınızın geleceği için yenilenebilir kaynaklar yaratın. | Open Subtitles | اخلق مصدر قابل للتجديد من اجل مستقبل أطفالك |
| Bu inanılmaz enerji miktarının... yenilenebilir enerji ile arttırıldığını düşünün. | Open Subtitles | تخيلوا و كأنه نُسخة مُضخمة بشكل كبير لمحطة توليد طاقة قابلة للتجديد |
| Verimli kullanım ve yenilenebilir arz yaklaşımlarına geçerek, 2050 itibariyle, petrole ve kömüre olan bağımlılığımızı sonlandırıp şimdikinden 1/3 daha az doğal gaz kullanabiliriz. | TED | يمكننا القضاء على ادماننا على النفط والفحم بحلول عام 2050 و أن نستخدم أقل من ثلث الغاز الطبيعي عند التحول إلى الاستخدام الإقتصادي وإلى مصدر تزويد قابل للتجديد. |
| Mükemmel gibi gözüküyor, ...ama görebildiğim kadarıyla tek engel yenilenebilir bir güç kaynağının bulunmaması. | Open Subtitles | يبدو رائع قليلا، لكن العقبة الوحيدة أنا يمكن أن أحدس... يبتكر قابل للتجديد مصدر طاقة. |
| yenilenebilir. | Open Subtitles | قابلة للتجديد |
| Bizim onayımıza bağlı olarak bir yıl, beş yıllığına yenileme seçeneği ile birlikte. | Open Subtitles | سنة واحدة بخيار للتجديد لخمس سنوات، خاضعة لموافقتنا |
| Ailesi şehit aylığı yenileme formundaki bir imzayı es geçmişler. | Open Subtitles | والديه توقفوا عن الإمضاء فى (بى دى أى سى) للتجديد |
| - Doktor birkaç şey eski zamandan kalma olabilir, tadilat gerekiyor sadece. | Open Subtitles | -دكتور .. ! قد تكون بعض أجزاء المنزل قديمة، لكن يحتاج للتجديد فحسب |
| Evet, tadilat icin,yenilene kadar. | Open Subtitles | أجل, للتجديد حتى إشعار آخر |
| Burası yenilenmenin yeridir. | Open Subtitles | إنه مكان للتجديد |