| Aslında, bir çok sevgi çeşidi vardır ve etrafımızda bunları görebiliriz. | Open Subtitles | للحبّ العديد من الأشكال ويمكن أن نعبّر عنه بكثيرٍ من الطرق |
| Değişen aylar, şimdi mevsimleri değiştiriyor ruh hali ve isteklerde, şimdi sadece sevgi vardır | Open Subtitles | الشهور المتغيرة، الآن تغيّر الفصول المزاج والتطلّعات، الآن فقط للحبّ |
| Yani, eğer bazı şeyleri havaya uçurmayı seviyor ve de askerden arındırılmış bölgelerde romantik kaçışları varsa, derim ki havada Aşk kokusu var be! | Open Subtitles | أعنيّ، إذا هي تهبُ في بعض الأمور وتتهرّب من الرومانسيّة في المنطقة المنزوعة السلاح، فنحن نتطلع للحبّ |
| Hayatını sadece Aşk ya da intikam için riske attığını sanıyordum. Önemli bir şey daha var. | Open Subtitles | اعتقدتُ أنّكَ لا تخاطر بحياتك إلّا للحبّ أو الانتقام |
| Kalbini aşka aç. Sonunda canın yansa bile riske girmeye değer. | Open Subtitles | افتحي قلبكِ للحبّ فهو يستحقّ المخاطرة |
| Sevginin ayağıma dolanmasına izin vermedim. | Open Subtitles | -لا أسمح للحبّ بإعاقتي |
| Aşkı, adaleti, güzelliği, üstünlüğü seviyoruz çünkü bunlar bize her şeyin kaynağından birer parça gibi geliyor. | Open Subtitles | ،نتوق للحبّ والعدالة الجمال، والسُّموّ لأنها صدى صوت ينادينا كى نعرف جذورها |
| Sevgiye, kendini kanıtlamaya öylesine açsın ki. Kalbin darmadağın. | Open Subtitles | أنت توّاقة للحبّ وتوّاقة جدّاً لإثبات جدارتك، فبات قلبك مشوّشاً |
| Hayatımda her zaman acı, öfke ve hayal kırıklığı oldu hiç sevgi olmadı. | Open Subtitles | لطالما كانت حياتي مليئةً بالغضب والألم وخيبة الأمل ولا مكان للحبّ فيها |
| sevgi ve şiddetin eşsiz birleşimi beyin kabuğunda bir reaksiyon tetikliyor. | Open Subtitles | المزيج الفريد للحبّ والخوف يحفّز نشاطها الدماغي |
| Bu gece bana bir daha hiç unutmamayı... umduğum bir şeyi hatırlattı... sevgi en karanlık ruhları bile kurtarabilir. | Open Subtitles | والليلة ذكّرتني بشيء أرجو ألّا أنساه ثانية يمكن للحبّ أنْ ينقذ أشدّ الأرواح ظلاماً |
| Kapım her zaman sevgi ve anlayışa açıktır. | Open Subtitles | بابي مفتوح دائما للحبّ والتفاهم |
| sevgi ve şiddetin eşsiz birleşimi beyin kabuğunda bir reaksiyon tetikliyor olabilir." | Open Subtitles | "المزيج الفريد للحبّ والخوف هناك هو ما يحفّز نشاطها الدماغي على ما يبدو" |
| Theresa gibi hasta insanların, uzun yaşayamayacaklarını bildiklerinden, Aşk, seks ve diğer ayıp şeyler konusunda çok istekli olduklarını duymuştum. | Open Subtitles | "سمعت أن المرضـى مثل "تيريزا يعرفون بأنّهم ليس أمامهم الكثير ليعيشوه وذلك ما يجعلهم مفتونون للحبّ والعاطفـة |
| Aşk güç ve mevki olmadan bir kıymeti yok. | Open Subtitles | لا للحبّ قيمةَ بدون قوّة وموقع. |
| Sarhoş olmam hariç" şeklindeki Aşk beyanıma kandığına inanamıyorum. | Open Subtitles | "لم أذكر هذا أبداً لأنّه أمر شخصيّ لو لا أنّني ثمل" كنذر للحبّ |
| Aşk zahmetli olabilir hatta uygunsuz da olabilir. | Open Subtitles | يمكن للحبّ أن يكون غير ملائم وربماغيرلائق... |
| Sana hayatımda aşka yer olmadığını söylediğimde yalan söyledim... | Open Subtitles | كذبتُ بقولي أنّه لا مكان للحبّ في قلبي |
| aşka gerek yok. | Open Subtitles | ليست ثمّـة حـاجة للحبّ |
| Sevginin ayağıma dolanmasına izin vermedim. | Open Subtitles | -لا أسمح للحبّ بإعاقتي . |
| Aşkı ve korkuyu ara | Open Subtitles | اضربوا للحبّ واضربوا للخوف |
| Sevgiye de ihtiyaçları vardır, değil mi? | Open Subtitles | يحتاجون للحبّ على الأرجح، صحيح؟ |