| Gerçek hayatta fikir ayrılıklarına kendimi hazırlamak için kampüse tartışmalı konuşmacıları çağıran bir gruba katıldım. | TED | لكي أستعد لدخول العالم الحقيقي الذي يحتوي على الكثير الجدل، دخلت مجموعة تحضر متحدثين متجادلين للحرم الجامعي. |
| Sadece sandviç yiyoruz. Sonra kampüse döneceğiz. | Open Subtitles | فقط نحصل على بعض الطعام ثم سنعود للأقسام الداخلية للحرم الجامعي |
| Çoğu için, zarar veren tartışmalı konuşmacıları kampüse getirmenin ne kadar değerli olduğunu anlamak zordu. | TED | لكثير من الناس، كان من الصعب رؤية كيف أن إحضار المتحدثين المتجادلين للحرم الجامعي يمكن أن يكون قيما، عندما يحدثون ضرراً. |
| 10 dakika sonra, Kampüsün diğer uçundaki dinler arası diyalogu desteklemek amacı ile yapılan bir mitingde arbede çıktı ve sadece bir tane Müslüman tutuklandı. | Open Subtitles | بعد عشر دقائق, إندلعت أعمال شغب خارجاً من الجانب الآخر للحرم الجامعي في تجمع يهدف إلى تشجيع حوار الأديان وفقط مسلم واحد أُعتقل |
| Kampüsün kuzeydoğu köşesi. | Open Subtitles | بالزاوية الشمالية الشرقية للحرم الجامعي |
| Ona Kampüsün haritasını yolluyorum. | Open Subtitles | حسنا.. كنت أرسل لها خريطة للحرم الجامعي |
| - kampüse gidince hemen hallederim. | Open Subtitles | سوف اقوم بها فور ما اعود للحرم الجامعي |
| Hayır, hayır kısa kes. "kampüse gidiyoruz" yaz yeter. | Open Subtitles | كلّا، اختصري وأوجزي، اكتبي "نتّجه للحرم الجامعي" فحسب. |
| George Michael kampüse döndüğünde oda arkadaşı bile George Maharis'in Fakeblock'unu duymuştu. | Open Subtitles | في الوقت الذي عاد فيه (جورج مايكل) للحرم الجامعي حتى زميلة سمع بـ فيك بلوك (جورج مهاريس) |