| Eğer açarsa... hasat için nasıl işçi bulacağını ve ürünü nasıl pazara götüreceğini... düşünmeye başlaman gerekecek. | Open Subtitles | إذاحدث.. سيكون عليكِ البداية في التفكّير بشأن إستئجار أحداً للحصاد وكيف ستوصليها للأسواق |
| hasat zamanı gelen ürünlerin pek çoğu kurudu. | Open Subtitles | حسناً ، كثير من النباتات التي كانت جاهزة للحصاد لم تنجوا |
| Köyü kuşatan altın teraslarda pirinç başakları olgunlaşmış ve hasat için hazırlar. | Open Subtitles | في الشرف الذهبية المجيطة بالقرية أذان الأرز منتفحة و جاهزة للحصاد |
| Fakat Dereje'nin mahsulleri hasat için olgunlaşmış durumda ve maymunların yarın çok daha saldırgan bir sekilde akın edeceğinin farkında. | Open Subtitles | ، ولكنَّ مَحاصيل ديريجي ناضجة للحصاد وهو يعلم أنَّه غدا ً .ستُهاجم القرود بضراوة أكبر مِن ذي قبل |
| Mısırlar 90 gün içinde hasada hazır olacak. | Open Subtitles | الذرة ستكون جاهزة للحصاد في غضون 90 يوماً. |
| # Çıkrıkları çevirin # | Open Subtitles | "غنّوا للحصاد" |
| schmula hasat şerefine sessiz kaldığımız gündür. | Open Subtitles | شمولا هو يوم الصمت بالنسبة لنا . تكريما للحصاد |
| Meta-gen'i hasat edebilmeği kolaylaştırıyor. | Open Subtitles | ممايجعل هذا سهلاَ للحصاد والتسليح بجينات الميتا. |
| Gezegenin sürdürebilme imkanını aşan bir nüfus oluşunca hasat için hazır kabul edilir. | Open Subtitles | بمجرد أن يتجاوز عدد سكان الأرض القدرة على الحفاظ عليه، فهذا يعتبر جاهز للحصاد. |
| Erken hasat için tam analiz ve maliyet tahminleri istiyorum. | Open Subtitles | أنني أريد تشخيص وتوقعات كاملة للحصاد المبكر. |
| hasat zamanı gelmedi ama şimdiden afyonlu çay yapıyoruz. | Open Subtitles | لذا، لسنا مستعدين للحصاد بعد لكننا نعد شاي الأفيون سلفاً |
| Yani kasabalara hasat zamanı gidiyor. | Open Subtitles | اذن هو متواجد في البلدة للحصاد الكبير |
| Yaygın obezite ve yıllık Pawnee hasat Festivali. | Open Subtitles | السمنه ومهرجان باونني للحصاد السنوي |
| hasat. hasat. Hepsini hasat edin. | Open Subtitles | للحصاد, للحصاد, ضعهم جميعاً للحصاد |
| Ben gelene kadar tüm deneklerin uyutulup hasat için hazır olmasını istiyorum. | Open Subtitles | أُريد كل العناصر المتبقِّية أن تُخَدَّر ويتم تجهيزها للحصاد... بمُجرّد وصولي. |
| Mısır ve arpanın hasat zamanı. | Open Subtitles | . . الذرة والشعير جاهز للحصاد |
| Neredeyse hasat vakti gelmis. | Open Subtitles | إنه جاهز تقريباً للحصاد |
| Bazılarının buna, "hasat ayı" dediklerini biliyor muydun? | Open Subtitles | بعض الرجال يخرجون للحصاد |
| hasat için 4 kişi seçilecekti. | Open Subtitles | تم اختيار أربعة منهن للحصاد |
| Köleler gibi çalışıp çocuklarını hasada göndermek için mi? | Open Subtitles | ليجوعوا ؟ ليعملوا كالعبيد ؟ يرسلون اولادهم للحصاد ؟ |
| - Ben hasada gidiyorum, ya sen? | Open Subtitles | أنا ذاهب للحصاد ، وأنت ؟ |
| # Çıkrıkları çevirin # | Open Subtitles | "غنّوا للحصاد" |