| GPS teknolojisi var, 200 Watt stereo müzik sistemi, park sensörü... | Open Subtitles | تسير بنظام الدورات، 200 وات نظام الكاسيت و مجسات للركن بالخلف |
| O akşam bize park yeri bulan adamın yapmacık hareketlerinden etkilenmiştim. | TED | لقد اندهشت من الاستعراض المسرحي للرجل الذي عثر لنا على مكان للركن تلك الليلة. |
| Orası benim park alanım. Bir mil öteye park etmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | هذا مكانى المخصص للركن,لقد اضريرت ان اركن سيارتى على بعد ميل من هنا |
| - İki Jumbo Jack, bir Sourdough... - Güzel bir park yeri var mı, Bob. | Open Subtitles | اثنين جامبو جاكس، واحد عجين مخمّر أنحصل على مكان مفضل للركن هنا، بوب؟ |
| Doğu köşesine temiz bir geçiş lazım. | Open Subtitles | أريد ممراً خالياً للركن الشرقي |
| Bir arka sokakta arabayı park ettim, orada hep park yeri bulunur. | Open Subtitles | و ركنت السيارة فى تلك الحارة هناك مكان للركن دائما |
| park yerimi nereden onaylatabileceğimi biliyor musunuz? | Open Subtitles | هل تعرف أين يمكنني الحصول على بطاقة للركن مجاناًً؟ |
| park edecek yer bulamasaydın ne yapacaktın? | Open Subtitles | ماذا كنتِ ستفعلين إذا لم تجدي مكان للركن ؟ |
| Bu akşam buraya geldiğimde park edecek yer yoktu. | Open Subtitles | وعندما اتيت لهنا الليلة لم يكن هناك مكان للركن لذا مخالفة القانون ركنت صف ثان |
| Böylece dar alanlara sığıyor ve park edilebiliyor. | Open Subtitles | التي تنطوي على نفسها حتى تكون ملائمة للركن في أماكن ضيقة |
| Hademeye altı paket rüşvet vereceğim bize ön sıralardan koltuk ve çıkışın hemen yanından park yeri ayıracak. | Open Subtitles | أعطيت الفراش نصف دستة مشروب وحصلت لنا على مقاعد بأول صف ومكان للركن بجوار المخرج تماما |
| Şuna bak. park edecek yer yok. | Open Subtitles | انظروا إلى هذا، ما من مكان للركن هنا. |
| Oraya park ettim çünkü orada hep park yeri bulunur. | Open Subtitles | و ركنت هناك لأن هناك دائما مكان للركن |
| Görüyorumki artık ismimin yazılı olduğu bir park yerim yok. | Open Subtitles | حسناً,أرى أنّه لم يعد لي موقع للركن |
| Sadece süpermarketin arkasına park edip işi pişirmeye ne oldu? | Open Subtitles | ماذا حدث للركن خلف السوبر ماركت |
| Enayi gibi iki blok öteye park etmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | إطررتُ للركن أبعد بأربع حارات كالحيوان |
| park etmek için iyi bir yer olduğundan değil. | Open Subtitles | ليس لأنه مكان جيد للركن |
| On tane ödenmemiş park cezası mı? | Open Subtitles | عشر مخالفات للركن ؟ |
| Kampüse yakın bir park yeri bulamayacağımızı biliyorduk, bu yüzden Keating'lerin evinin önüne park ettik ve oradan yürüdük. | Open Subtitles | لقد عرفنا أنه من المستحيل أن نجد مكانا للركن بالقرب من الحرم الجامعي (إذا ركنا بالقرب من منزل البروفيسورة (كيتنغ |
| Clubber uzakta. Onu köşesine almaya çalışıyor. | Open Subtitles | أبعد كلوبر حاول الوصول للركن |