| Kampüs etrafında ucuz parfüm tutkusuyla gülünç bir fahişe gibi dolanıyorsun. | Open Subtitles | تتخبطين حول الحرم الجامعي مثل عاهرة سخيفة مع ولع للعطور الرخيصة |
| Vizitlere başlamadan önce, senelik parfüm müdahalemin zamanının geldiğini görüyorum. | Open Subtitles | أظن أنه حان وقت العرض السنوي للعطور |
| Doğu Avrupalı parfüm satıcılarıyız. | Open Subtitles | نحن أروبين جنوبيين بائعين للعطور. |
| Bütün kariyerimi... parfüm ve kolonyalar için aşk aromasını bulmak içi harcadım, ama her şey o tablo gibi | Open Subtitles | قضيتُ حياتي المهنيّة في تصنيع شذا الحبّ... للعطور والكولونيا، لكنّهم مُزوّرين... |
| Via Della Scala'da bir parfümcünün güvenlik kamerasından. | Open Subtitles | كاميرا تصوير امنيه من دكان للعطور على طريق ديلا سكالا |
| Via Della Scala'da bir parfümcünün güvenlik kamerasından. | Open Subtitles | شريط تسجيل لكاميرا الأمن من محل للعطور |
| parfüm seven bir tip değildir zaten. | Open Subtitles | ليست من النوع المحب للعطور |
| parfüm şirketinden olduğunu söylemiştin! | Open Subtitles | لقد قلت بأنك من شركة للعطور |