| Hazır dışarı çıkmışken, bankaya, nalbura ve kuru temizlemeciyede uğrar mısın? | Open Subtitles | بينما أنت بالخارج, هل يمكنك الذهاب للمصرف ومحل الأدوات والتنظيف الجاف؟ |
| Bu yüzden bankaya geleceğim ve kredi alamayacağımı suratıma söyleyeceksin. | Open Subtitles | لذا سأحضر للمصرف وستضطر إلى أن ترفض قرضي أمام وجهي |
| Hedef değil yem olduğunuz varsayımını kabul ederek bankaya yürüyüşünüzü, tamamlamanızı rica ediyorum. | Open Subtitles | قد أطلب منك قبول عرض أن تكوني طعماً وليس جسراً أكملي مسيرتك للمصرف |
| Buradan bankanın ana gövdesine sınırsızca girebilirsin. | Open Subtitles | من هناك ليس لديك الطرق للدخول إلى الحاسوب الرئيسي للمصرف |
| Diğeri banka için. | Open Subtitles | الأوراق الأخرى للمصرف نود الإحتفاظ بسجلات داخلية |
| Cüzdanım, anahtarlar ve bankaya götürmek için taşıdığım bir kavanoz bozuk para. | Open Subtitles | مجرد محفظتي، مفاتيحي و علبة قهوة مليئة بالفكة كنت أنوي أخذها للمصرف |
| İhtiyaçlarını karşılayacak şekilde bankaya gerekli kaynağı sağladım. | Open Subtitles | لقد ضمنت لتوي للمصرف الأموال الكافية لتلبية حاجاتهم |
| Fakat bankaya gittiğimde çok ilginç bir şey buldum. | Open Subtitles | لكنني وجدت شيئاً مثيراً جداً حين ذهبت للمصرف |
| bankaya göre o hesaptan adına bir sigorta çeki düzenlenmiş. | Open Subtitles | طبقا للمصرف هي الواحدة التي صرّفت شيك التأمين المزيّف |
| "Yerleşim yerlerindeki bütün binalar, ipoteğe verilmeden önce bankaya geri satılmalı." | Open Subtitles | جميع المباني في الموقع يجب أن تباع للمصرف قبل أن يوضع العقار للرهن |
| bankaya olan yürüyüşünü tamamlarsa o p.ç hergeleye meydan okumuş olur. | Open Subtitles | لو أكملت سيرها للمصرف سوف تفحم تلك السقاطة |
| Neyse, lütfen bankaya yalnız gitmemi kabul et. | Open Subtitles | على أي حال رجاءً إقبل مرافقتي للمصرف وحدنا |
| bankaya gittiğin zaman paraya ihtiyacımız oluşunu onlara hangi nedenle açıkladın? | Open Subtitles | عندما ذهبت للمصرف ما الحجة التى اخبرتهم بها حول احتياجنا للمال ؟ |
| Biliyorum ama dinleyin. Benim bankaya geri dönmem lazım. Tamam, beni diğer rehinelerden biri ile değiştirin. | Open Subtitles | أعلم ولكن أصغِ، عليّ أن أعود للمصرف حسناً، قايضني بإحدى الرهائن |
| Ve sabah erkenden bankaya gidip bozdurup sadece 7.000. 'imi alacağım. | Open Subtitles | ساَخذ الشيك وأذهب صباحاً للمصرف وأصرفه واَخذ ال 7000 فقط |
| Bak, buradaki herkesi döver giderim bankaya. | Open Subtitles | أسمع، سأقاتل أي شخص لديك في هذا البيت وثمّ سأذهب للمصرف |
| Çabucak bankaya gidip gelmem gerek. İçeride birkaç çocuk var, oyunları bitmek üzere. | Open Subtitles | , أريد الذهاب للمصرف ويوجد أولاد ينهون ألعابهم |
| Buradan bankanın ana gövdesine sınırsızca girebilirsin. | Open Subtitles | من هناك ليس لديك الطرق للدخول إلى الحاسوب الرئيسي للمصرف |
| bankanın ve yanındaki binaların şema planları elimizde mi? | Open Subtitles | ألدينا مخططات النظام الكهربيّ للمصرف والمباني المحيطة؟ |
| bankanın yanındaki sokaktan bir sinyal alıyorum. | Open Subtitles | ألتقطُ إشارة بثّ من الزقاق المجاور للمصرف. |
| Güzel. Çünkü gerçek banka soyguncularının geride,.. | Open Subtitles | جيّد , لأنني لا أظن بأنّ السارقين الفعليين للمصرف |
| Bankayla konuştum. Açık arttırma öncesi, boşaltmamızı istiyorlar. | Open Subtitles | تحدثت للمصرف ما زالوا يريدون خروجنا قبل المزاد |
| Şüpheli halen bankadan heryeri görebiliyor. | Open Subtitles | المشتبه لايزال لديه رؤية واضحة للمصرف من ذلك المدخل |