| Direniş'e gitmeliyiz. Yardıma ihtiyaçları var. | Open Subtitles | يجب علينا العودة للمقاومة إنهم يحتاجون المساعدة |
| Son bir Direniş planına katılma çağrısı almayı bekliyordu. | Open Subtitles | كان يتوقّع أن يُخبر بالإشتراك في بعض التصرّف الأخير المثير للمقاومة |
| Olay yerine gelen ilk memurlar, mutfakta ve ebeveyn yatak odasında boğuşma izleri bulmuşlar. | Open Subtitles | أول الواصلين من الضباط شاهدوا اثار للمقاومة في المطبخ وفي غرفة النوم الرئيسية |
| Haftalar süren dayanma mücadelesinin sonunda, işin ucunda Christa'yı kaybetmek olsa da , haftalardır yapmamak için mücadele ettiğim şeyi yapmaya karar verdim. | Open Subtitles | اخيرا , بعد اسابيع من كفاحي للمقاومة قررت ان افعل ماكافحت لاسابيع ان لاافعله حتى وان ادى ذلك لخسارة كريستا |
| Tankın önündeki bir adam, tüm dünyaya direnişin bir resmi, bir sembolü oldu. | TED | صورة لرجل يقف في مواجهة دبابة أصبحت رمز، لكل العالم، للمقاومة. |
| Daha fazla Irak'lı silahlı Direnişe katıIdı. | Open Subtitles | تزايدت أعداد العراقيين المنضمين للمقاومة المسلحة |
| Buna ortak olmak Karşı koyulmayacak kadar çekiciydi. | Open Subtitles | الإغراء لتكون جزء من ذلك كان الى حد بعيد, قوى جدآ للمقاومة |
| Ta ki, 1990'larda bilim adamları direncin genetik kökenini ortaya çıkarana kadar. | TED | حتى سنة 1990، عندما اكتشف العلماء أخيراً الأساس الوراثي للمقاومة. |
| Zevk almaya bak. Direnmene gerek yok. | Open Subtitles | استمتعي بالأمر؛ لا داعٍ للمقاومة |
| Yarın sabah 11'den itibaren kasabadaki bazı bölgeleri Direniş merkezi ilan edecekler. | Open Subtitles | إبتداءاًمنالحاديةصباحاًغداً , سيعلنون أن كل أقسام المدينة مراكز للمقاومة |
| Çölü geçip Direniş bölgesi ile bağlantı kurabiliriz. | Open Subtitles | ثم نخترق الصحراء وعندها يمكننا أن ننضم للمقاومة هناك |
| Polis, kliniğin Direniş için kılıf olarak kullanıldığını çok iyi biliyordu. | Open Subtitles | الشرطة تعلم جيداً أن العيادة أستعملت كغطاء للمقاومة |
| Eğer ortada bir katil varsa, hiçbir parmak izi ve neredeyse hiç boğuşma izi bırakmadan girip çıkmış. | Open Subtitles | إذا كان هناك قاتل فقد دخل وخرج دون ترك أية بصمات وبالكاد أي أثر للمقاومة |
| Arabada değillerdi, ama sanırım boğuşma yaşanmış, çok miktarda kan bulduk. | Open Subtitles | أنهما لم يكونا في السيارة لكن أخشى كانت هناك علامات للمقاومة والقليل من الدماء. |
| Ceset sürüklenmiş. boğuşma izi yok. | Open Subtitles | لقد تم تخدير الضحية لا توجد أي علامات للمقاومة |
| Arabanın içinde bir mücadele izi yok. Kan yok. | Open Subtitles | لا توجد علامات واضحة للمقاومة داخل السيارة |
| Kendi rızaları dışında götürüldülerse,.. ...ben tek bir mücadele işareti bile görmüyorum. | Open Subtitles | ،إذا أُخِذوا ضدّ رغبتهم لا أرَ علامة واحدة للمقاومة |
| Ve sen Preston direnişin kurtarıcısı ve yok edicisi. | Open Subtitles | و أنت يابريستون. المنقذ المفترض للمقاومة. الأن هو مدمرها. |
| Belki de direnişin ilk sahnesi toplanan hafızaların silinmesine engel olmaktır. | Open Subtitles | قد تكون الشرارة الأولى للمقاومة هى أن نرفض أن يتم مسح وعينا الجمعى |
| Yeşil Bölgeden Direnişe ait propaganda malzemeleri çıkartıyordun. | Open Subtitles | كُنتَ تنقِل إعلانات للمقاومة داخِل المنطقة الخضراء. |
| Birlikte çalışırsak Karşı koyma şansımız artar. | Open Subtitles | فرصنا للمقاومة الناجحة سيكون بإمكانها التقدم لو عملنا سوياً |
| Bence direncin kayboluşuna giden yol, inançtır. | Open Subtitles | أظن أن الإيمان هو أقصر طريق للمقاومة |
| Direnmene gerek yok. Artık benimsin. | Open Subtitles | استمتعي بالأمر؛ لا داعٍ للمقاومة |
| Korku, acı ya da halsizliğe direnç için. | Open Subtitles | للمقاومة إلى الخوف، والألم، والتعب، و |