| Bir arabanın bombalandığını söyledi. İki eski CTU ajanı zarar görmüş. | Open Subtitles | قال شيئا عن عربة متفجرة وإصابة اثنين من العناصر السابقة للوحدة |
| Bir arabanın bombalandığını söyledi. İki eski CTU ajanı zarar görmüş. | Open Subtitles | قال شيئا عن عربة متفجرة وإصابة اثنين من العناصر السابقة للوحدة |
| Dinleyin. CTU'nun telefon hatları kesik. Onlara acil bir mesaj ulaştırmanız gerekiyor. | Open Subtitles | ان الخطوط الارضية للوحدة ستسقط اريدك ان ترسلي اليهم رسالة |
| Hepimiz hayatının bir noktasında yalnızlık duygusunu yaşayacaktır. | TED | كلنا في هذه الغرفة سنتعرض للوحدة في مرحلة معينة من حياتنا. |
| Google, birim ve para birimi çeviricidir. | TED | لا تحتاج إلى تطبيق لذلك. قوقل أيضاً محول للوحدة والعملة. |
| Bu 517'ye katılmak için anlattığın hikayen miydi? | Open Subtitles | و تلك القصة ، هل رويتها لتنضم للوحدة 517؟ |
| Ama bu birime seçildikten sonra. | Open Subtitles | و الأدب الحالي و لكن ذلك بعد الانضمام للوحدة |
| Maalesef talimatla böyle. Bütün Kategori 1'ler modüle gider. | Open Subtitles | هذه التعليمات يؤسفني أن كل الفئات الأولى سوف تذهب للوحدة |
| Ben Lynne Kresge, Başkan'ın özel yardımcısıyım. CTU'ya yönelik muhtemel bir tehdit var. | Open Subtitles | انا لين ، اتصل بك لابلاغك ان هناك استهداف للوحدة |
| Fotoğrafı çekilip parmak izi alınsın. Analiz için CTU'ya gönderin. | Open Subtitles | اريد له صورة وارفعوا بصمته وارسلوها للوحدة لتحليلها |
| En kısa sürede CTU'ya ne söylediğini öğrenmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | جيد، يجب أن نعرف ماذا قال للوحدة بأسرع ما يمكن |
| CTU'yu arayıp, saldırı planını değiştirdiğini söyleyeceksin. | Open Subtitles | ستقوم بالتحدث للوحدة الأن و إخبارهم أنّك حدثت معلومات الهجوم |
| Bayan O'Brian, Jack'in CTU'yu son aramasındaki suretleri anlamaya çalışıyorum ve bazı parçalar... | Open Subtitles | أنسة أوبرايان , أنا أحاول .. أن أفهم نص . أخر محادثة من جاك للوحدة .. و هناك أشياء معينة |
| CTU'ya girer girmez, tetikçin ona yaklaşamaz. | Open Subtitles | حالما يصل للوحدة لن يستطيع قاتلك المساس به |
| Hey, elimde Diane Huxley adında, CTU için bilgisi olduğunu söyleyen bir kadın var. | Open Subtitles | من فضلك , لديّ إمرأة هنا , تُدعى دايان هجكسلى تقول أنّ لديها معلومات للوحدة |
| CTU'nun ismine zarar verişini açıklayacak birini bulup... başardıklarına gelmeden önce yeterince zaman kazanırsak... bu bize ihtiyacımız olan korumayı sağlar. | Open Subtitles | وكيف سمح للوحدة بأن تُخترق والتقويض من نجاحه بما يعطينا الحماية التي نريدها |
| Bilgiyi, son bir saat içinde hedeflenen diğer 3 CTU ajanıyla paylaştı. | Open Subtitles | هذه المعرفة التى كان يشاركها مع ثلاثة عملاء سابقين للوحدة و جميعهم تم استهدافهم في الساعة السابقة |
| Seni CTU'ya getirmek için elimizden geleni yapacağız. | Open Subtitles | ولكننا سنفعل ما بوسعنا عندما تعود للوحدة |
| Sen yalnızlık nedir bilir misin? Bunu asla ailenin sana kızması ile kıyaslama! | Open Subtitles | لا يمكنك للوحدة أن تقارن بما تشعرين به عندما يوبخك والديكِ |
| Bayan yalnızlık kraliçesi olduğun kimin aklına gelebilirdi. | Open Subtitles | الأمر هنا أشبة بمتحف للوحدة ليس وكأني أتذمر |
| - birim kendini kabul edilebilir bir aralıkta düzeltti. | Open Subtitles | التصحيح الذاتي للوحدة ضمن المجال المقوبل. صحيح. |
| Bu herifi ASÖ'ye nasıl götüreceğiz ki? | Open Subtitles | أنّى يفترض أن نأخذه للوحدة المضادة للجريمة؟ |
| Ayrıca bu birime geri dönmek istemeyen tek ajan da sensin. | Open Subtitles | و انت العميل الوحيد الذى لم يطلب اعادته للوحدة |
| Kategori 1'leri sabah 6'da götürüyorlar. Onu modüle götürecekler. | Open Subtitles | إنهم ينقلون الفئة الأولى في الساعة السادسة سيأخذونه للوحدة |