| Peki ya bir adım geri atıp çocukların deneyimlerini değiştirmeye odaklansak? | TED | إذاً ماذا عن أخد خطوة للوراء والتركيز على تغيير تجارب الأطفال؟ |
| Ya geri çekil ya da bana yardım et; ayakaltında dolaşma. | Open Subtitles | يرجع للوراء لذا أو يجعل نفسك المفيد لكن يبتعد عن طريقي. |
| Teorinin zaman-mekan ile ilgisi var. geriye doğru yolculuk yapan bir dalga. | Open Subtitles | النظرية تنص على وجودسفر في المكان والزمان وهي وجود موجة تسافر للوراء |
| Şey, 15 yıl geriye gittim ve 100'den fazla var. | Open Subtitles | حسناً رجعت 15 سنة للوراء و هناك أكثر من 100 |
| Böyle birşey gördüğünde, sanki Tanrı sana bakıyormuş gibi, sadece bir saniyeliğine, ve şayet dikkatliysen, tam arkana bakabilirsin. | Open Subtitles | عندما ترى شيء ما مثل ذلك فقط لثانية، وإذا أكنت حذرة , يمكن ان تعودى للوراء. |
| Arka arkaya 31 adet maratona eş değer mesafede... kayak kullandım. 10 haftada 1300 kilometre. | TED | لقد قمت بالتزلج لما يعادل 31 سباق مارثون العودة للوراء. 800 ميل في 10 أسابيع. |
| geri çekilin millet. Açılın biraz. Bize yer açın birazcık. | Open Subtitles | ارجعوا للوراء يا أصحاب ارجعوا قليلاً أعطونا بعض المساحة هنا |
| geri çekilip seçenekleri tartman ve akıllı bir karar vermen gerekiyor. | Open Subtitles | لا يجب عليك ان ترجع للوراء وتزن الاختيارات لتصل للاختيار المحسوب. |
| Mike Winchell pas oyunu başlatacak. geri çıktı ve topu düşürdü! | Open Subtitles | سيقذف مايك وينشيل الكرة بضعة خطوات للوراء ويرمي الكرة التقطها، التقطها |
| Çünkü o tür biri değil. Bir adım geri çekilip düşünelim. | Open Subtitles | إنه ليس من هذا النوع فلنرجع للوراء و نفكر بهذا قليلاً |
| geri gitmenin bir yararı yok, parlak ışıklara alışsak iyi olacak. | Open Subtitles | الآن لا فائدة من الرجوع للوراء ربما نعتاد عل الأضواء الساطعة |
| Saati geri alamayız, sadece zamanın kendisi gibi ileri yürüyebiliriz. | Open Subtitles | لا يمكننا العودة بالزمن للوراء فقط نسير للأمام مع الزمن |
| geriye dönüp baktığınızda, milyonlarca insan öldürülürken kendinize refah içinde bir hayat hazırlamış olmaktan hiç rahatsızlık duymadınız mı? | Open Subtitles | لكن بالنظر للوراء ، ألا تشعر بالأسف بأنّك جعلت حياتك الخاصة أكثر راحة بينما ماتت الملايين في الحقيقة ؟ |
| Bunun yerine, geriye dönüp baktığında farklı şekilde yapmış olmayı dilediği sadece tek bir şey olduğunu ifade etmiştir. | Open Subtitles | بدلا من ذلك نظر للوراء ، كان هناك شيء واحد فقط قبل كل شيء تمنّى بأنّه يفعله بشكل مختلف |
| Bu çocukları zamanda daha geriye göndermek bununla savaşma teşebbüsü idi. | Open Subtitles | إرسال هؤلاء الأطفال للوراء عبر الزمن كانت محاولة لقتل ذلك الشر |
| Yıllar sonra geriye bakacağız ve bunlar soluk birer anı olacak. | Open Subtitles | ،في غضون سنين ،سنلقي نظرة للوراء وكل هذا سيعتبر ذكريات مبهمة |
| arkana bakma, arkana bakma. Gelecektir. | Open Subtitles | ،لا تنظـــري للوراء لا تنظري للوراء إنها سـتأتي |
| Polise haber verin, şu barikatları 4 blok arkaya taşısınlar. | Open Subtitles | أبلغ الشرطة أن تحرك الحواجز لمسافة 4 مبان للوراء |
| Tamam beyler, gösteri bitti. çekilin şuradan. | Open Subtitles | حسنا يا رجال, العرض انتهى حركه للوراء, هنا, حسنا؟ |
| geri çekil ve annene bir şans ver. | TED | عودي خطوة للوراء .. وارحمي والدتك قليلاً |
| Bu konuda konuşmak istemiyorsun. Bu yüzden biz de geçmişe gideceğiz. | Open Subtitles | أنتَ لا تريد التحدّث عن الأمر، ممّا يعني أنا سنعود للوراء. |
| Aslında ilk işin çamaşırhane servisinde çalışmaktı, ancak 18 yaşına girdiğinde her şeyi geride bırakarak hayallerinin peşinden gitmeye karar verdin. | Open Subtitles | و لقد دُرّبتَ كعربة خدمةِ الكواء لكن في عيدِ ميلادكَ الثامن عَشَرِ، قرّرتَ إتّباع حلمِكَ و أن لا تَنْظرُ للوراء أبداً |
| Dağlara kaçıp arkamıza bakmayacağız. | Open Subtitles | إصنع أقصر خط للجبال و لا تنظر أبدا للوراء نجرى ؟ |
| Sizi bundan 100 yıl öncesine 1912 yılına götüreyim. | TED | ودعوني أعود بكم للوراء 100 سنة إلى 1912. |
| Bir dakika, geri sar. | Open Subtitles | إنتظر لحظة. عُد للوراء قليلاً. |
| Yükselir, ters salto atıp gösteri yapar, sonra da yere düşerler. | Open Subtitles | إنها تطير عاليا في الفضاء وتتشقلب للوراء في تباهٍ نحو الإرض |
| Jason, bir bakalım arkada boş şişe var mı? Ne şişesi? | Open Subtitles | جيسن، أنظرُ للوراء هناك للجرّةِ الفارغةِ. |
| Ve kırmızı ışıklar söndüğünde kimse ardına bakmaz. | Open Subtitles | ،عندما تنطفئ الأضواء الحمراء لا أحد ينظر للوراء |
| Bu adanın arkasına gitmeliydik, bir buçuk kilometre kadar geride. | Open Subtitles | كان يجب أن نذهب ليسار الجزيرة حوالى ميل للوراء |