| Alan beni öyle bir yoğurdu ki pelte gibiyim. Evinde öyle biri olduğu için çok şanslısın. | Open Subtitles | يارجل، إنك لمحظوظ حقاً بأن يكون هنا في منزلك |
| Annen seni evde okuttuğu için çok şanslısın. | Open Subtitles | إنك لمحظوظ للغاية كون والدتك تعلّمك في المنزل |
| Bunca zaman kilisede kalabildiğin için şanslısın. | Open Subtitles | إنّك لمحظوظ لكون كنيستك صمدت طيلة تلك المدّة. |
| Sır saklamanı gerektirmeyen biriyle birlikte olduğun için şanslısın. | Open Subtitles | إنّك لمحظوظ لارتباطك بامرأة لستَ مضطرًّا لإخفاء الأسرار عنها. |
| Böyle oğulların olduğu için gerçekten çok şanslısın. | Open Subtitles | أنك لمحظوظ كبير لوجود مثل هؤلاء الأبناء |
| Ona okul oyunu dediğin için çok şanslısın. | Open Subtitles | إنك لمحظوظ باصطحابي له إلى الحضانة |
| Ölmediğin için şanslısın. | Open Subtitles | إنـك لمحظوظ بقيدك على الحيـاة |
| Ölmediğin için şanslısın. | Open Subtitles | إنـك لمحظوظ بقيدك على الحيـاة |
| Sen şanslısın. | Open Subtitles | إنك لمحظوظ |
| Clark, trilyoner olduğum için şanslısın. | Open Subtitles | (كلارك)، انك لمحظوظ بانني غني |
| şanslısın. | Open Subtitles | إنك لمحظوظ. |
| şanslısın. | Open Subtitles | إنّكَ لمحظوظ |
| şanslısın. | Open Subtitles | . إنّك لمحظوظ |
| Çok şanslısın. | Open Subtitles | إنّكَ لمحظوظ! |