| Yalnızca güzel değildi, işi de biliyordu. | Open Subtitles | ، لم تكن جميلة فحسب كانت تعرف النتيجة جيداً |
| - Ne? Büyük ihtimalle liseye kadar güzel değildi. Bu yüzden de kişiliği gelişti. | Open Subtitles | ربما لم تكن جميلة حتى المدرسة الثانوية ثم تطورت شخصيتها للضرورة |
| Bir gün bir kadınla görüşmeye başladım Öyle çok güzel değildi. | Open Subtitles | في أحد الأيام تعرفت على امرأة لم تكن جميلة |
| Senin kadar güzel değildi ama sonra saçlarını uzattı. | Open Subtitles | لم تكن جميلة مثلك ولكن شعرها كان أطول وقتها |
| Belki de o gece ona rastlamamış olsaydım ve o kadar güzel olmasaydı bara dönmez ve aptalca sarhoş olmazdım. | Open Subtitles | ربما إذا أنا لم اقابلها تللك الليله، وهي لم تكن جميلة جدا لم ارغب بالعودة إلى الحانة واسكر نفسي بسخف |
| Belki de kızkardeşim o kadar güzel olmasaydı köpeğim benimle kalırdı. | Open Subtitles | ..... ربما لو ان اختي لم تكن جميلة ، وكلبي بقي معي |
| Fakat onun hayatı göründüğü kadar basit ve güzel değildi. | Open Subtitles | لكن حياتها لم تكن جميلة كما تبدو، |
| Aslında pek güzel değildi. | Open Subtitles | بينما لم تكن جميلة جداً في الواقع |
| güzel değildi. | Open Subtitles | لم تكن جميلة, كانت بسيطة كالورقة |
| Gülümseyene kadar güzel değildi. | Open Subtitles | لم تكن جميلة حتى تبسمت |
| Tawney kadar güzel değildi. | Open Subtitles | أعني، هي لم تكن جميلة مثل (توني)، أتعلم.. |
| güzel değildi. | Open Subtitles | لم تكن جميلة |