Araba yeterli gelmedi... şimdi de telefonumu mu kapatıyorsun? | Open Subtitles | ..السيارة لم تكن كافية وَ الآن أغلقت هاتفي؟ |
Para mı? yeterli gelmedi mi? | Open Subtitles | هل النقود لم تكن كافية |
Hapishanede geçirdiğin üç ay sana yetmedi mi? | Open Subtitles | ثلاثة أشهر في السجن لم تكن كافية بالنسبة لك؟ |
Bir sevgili elde edebilmek için çabaları yeterli olmadı. | Open Subtitles | جهوده الكبيرة لم تكن كافية للفوز بحبيبة. |
Beslenme ve egzersiz tek başına koroner hastalığı geriletmede yeterli değildi. | TED | الحمية والتمارين الرياضية لم تكن كافية لتسهيل تراجع مرض القلب التاجي. |
Geçen sefer dokuz tane almıştım ve yetmemişti. | Open Subtitles | في المرة السابقة, اخترت تسعة و لم تكن كافية |
- ...ama sistemde aratmak için yeterli değil. | Open Subtitles | لكنها لم تكن كافية لوضعها على قاعدة البيانات |
John'ı anlamak için yeterli gelmedi mi? | Open Subtitles | لم تكن كافية لإدانة، (جون)؟ |
John'ı anlamak için yeterli gelmedi mi? | Open Subtitles | لم تكن كافية لإدانة، (جون)؟ |
Bir gün için karavan parkındaki kız yetmedi mi? | Open Subtitles | فتاة المقطورة لم تكن كافية لكِ ليوم واحد ؟ |
Marketteki kurduğunuz tezgah yetmedi mi? | Open Subtitles | حيلك الصغيرة لم تكن كافية في محل البقالة؟ |
18 yüzlük papel evraklara yetmedi, uçuşu bırak bir kenara. | Open Subtitles | تلك الـ 1800 لم تكن كافية لتغطية تكاليف الأوراق الرسمية فما بالك بالرحلة .. |
Ama oralara gitmek yeterli olmadı. | Open Subtitles | لكن زيارة المسارح مجددا لم تكن كافية |
(Hawk) Bazı tehdit mektuplarının üzerine ekstra güvenlik önlemleri aldık, ancak, ah, bu önlemler yeterli olmadı. | Open Subtitles | "وصلتنا بعض رسائل التهديد واتخذنا احتياطات إضافية" "لكني أظنها لم تكن كافية" |
Onlardan ders almaya çalıştım ama yeterli olmadı. | Open Subtitles | حاولت التعلم منها، ولكنها لم تكن كافية |
- Ama oraya gidip kendi kendine keşfe çıkması için kesinlikle yeterli değildi. | Open Subtitles | و لكنها لم تكن كافية حتماً بالنسبة لها حتى تذهب لاكتشاف الكهوف بمفردها |
Geçen sene de dağıtmıştım ama yeterli değildi. | Open Subtitles | السنة الماضية نشرت قليلا من السعادة لكن لم تكن كافية |
Bugün buraya gelmeniz için güç yeterli değildi. | Open Subtitles | القوة لم تكن كافية لإدخالك الى هنا اليوم |
Bir üvey anne yetmemişti. Babamın kollarında gördüğüm üvey kardeşi kabul etmek zorunda kaldığımda da yalnızca 12 yaşındaydım. | Open Subtitles | كما لو ان زوجة الاب لم تكن كافية عندما يكون على قبول أخ غير شقيق بين ذراعك |
Notların akademik bir burs için yeterli değil, evlat. | Open Subtitles | درجاتك لم تكن كافية للانضمام للكليات الاكاديمية |