Ona aşırı düşkünümdür, ve annesinin ayrılması da onun için kolay olmadı. | Open Subtitles | ربما أكون قد أفرطت فى تدليلها و ترك والدتها لم يكن سهلا |
kolay olmadı, ama nedenini söylemeden bu numarayı aldım-- | Open Subtitles | لم يكن سهلا , ولكني حصلت على الرقم بدون اخبار احدهم |
Evde öğrenimimden sonra, koleje kaydolmak bile benim için kolay değildi. | TED | بعد المدرسة حتى تسجيلي الجامعي لم يكن سهلا |
Ve bu kolay değildi. O zamanlarda bu hiç kolay değildi. | TED | ولم يكن الأمر سهلا. لم يكن سهلا تلك الأيام |
- Tamam, o kadar kolay değil, ama o kadar kötü de değil. - Tabi? | Open Subtitles | هيا , إنّه لم يكن سهلا , ولم يكن بهذا السوء حقا؟ |
Yaşadığınız yerde büyümenin kolay olmadığına eminim ama okuduğunuz lisede üniversite mezunu olan 10 kişiden birisiniz ve bir tek sizin doktoranız var. | Open Subtitles | أنا متأكد أنه لم يكن سهلا النمو في الوضع العائلي الذي ترعرعت فيه لكنك كنت واحد من أصل عشرة ممن درسوا في المؤسسة التي درست فيها و تخرجوا من الجامعة |
- Ah Ted, hiç kolay olmamıştır bu. | Open Subtitles | حسن تيد، هذا لم يكن سهلا |
Başta kolay olmadı, kiralık araba yok, cep telefonu yok. | Open Subtitles | البحث عنك لم يكن سهلا لم تستأجر سيارة ولا حتى تستخدم الهاتف |
Size bir evlilik hediyesi almak kolay olmadı çünkü evlilik cüzdanınız yok ve garip insanlarsınız yine de buyrun. | Open Subtitles | يا رفاق الحصول على هدية حفل الزفاف لم يكن سهلا لأنه ليس لديكم عقد وأنتم غريبان جدا |
Yaptığım şey sandığın kadar kolay olmadı. Bir yıldır yakalanmadım. | Open Subtitles | ما قمت به لم يكن سهلا كما تعتقدين، لم يُقبض عليّ طوال عام. |
Biliyorum onun için kolay olmadı, ama sürekli onun başını beladan kurtaramam. | Open Subtitles | وأنا أعلم أنه لم يكن سهلا بالنسبة له، ولكن لا أستطيع الحصول على إبقاء له ورطتها. |
Son seferden kalma hasarı düzeltmem kolay olmadı. Bunu tekrardan yapabilir miyim bilmiyorum. | Open Subtitles | لم يكن سهلا إصلاح الضرر في آخر مرة لستُ واثقة أنّ بإمكاني فعلها مجددا |
Hiç kolay değildi, fakat, uzun yıllar, en az haftada bir kez toplantılara gittikten sonra, | Open Subtitles | , لم يكن سهلا ولكن بعد عدة سنوات من الذهاب للاجتماع مرة واحده اسبوعيا على الاقل |
Biliyorum kolay değildi ama senin adına mutluyum. | Open Subtitles | اعلم ان ذلك الوضع لم يكن سهلا عليكي وانا سعيدة من اجلك |
Babam ve diğerlerinin ölümünü izlemek hiç kolay değildi. | Open Subtitles | لم يكن سهلا أن أشاهد أبي والأخرين يموتون |
Ama ilgi odağı ben olmuşken birden bire bir çocuğun çıkıp gelmesi kolay değil. | Open Subtitles | لكن , لم يكن سهلا بالنسبة لي لانه حظى بكل الاهتمام وعندها ادركت ان طفلا اصبح في المنزل اريدكم ان تعرفوا انه من الآن فصاعدا انا هنا للمساعدة |
Bu kolay değil. Hepinizi memnun edemem. | Open Subtitles | لم يكن سهلا لايمكنني إرضاء الجميع |
kolay değil. | Open Subtitles | حسنا, لم يكن سهلا |
Küçüğüm benim. Hiç kolay olmadığına eminim. | Open Subtitles | الصغيرة، من أنه لم يكن سهلا. |
- Ah Ted, hiç kolay olmamıştır bu. | Open Subtitles | حسن تيد، هذا لم يكن سهلا |
Ama ondan bunu istemenin senin için kolay olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | لكـن أعلم أنـه لم يكن سهلا عليك سؤاله أن يفعـل هـذا |