"لم يُقتل" - Traduction Arabe en Turc

• öldürülmedi
• ölmedi
• vurulmamış

Ama kesinlikle Japonlar tarafından öldürülmedi.
ولكنهُ بالتأكيد لم يُقتل بواسِطة اليابانيين.

Tabii ki öldürülmedi. Sadece bir cinayet değil yani.
بالطبع لم يُقتل ليس بذلك النوع من القتل

Tully Postdam'da öldürülmedi, Muller'in orada öldürüldü. Ceset akım yönünde yüzüyordu.
و (تالى) لم يُقتل فى (بوتسدام) لكنه قـُتل عند (مولر) ..

Ama isyanda ölmedi. Görünüşe göre onun ölümü isyana sebep oldu.
لكنه لم يُقتل أثناء الشغب، يبدو أنّ موته من تسبب به.

En azından hayvan boş yere ölmedi.
حسناً ، على الأقل لم يُقتل الثور المسكين عبثا

Gazetelerde pek bir şey yazmıyordu, vurulmamış olması dışında.
لم تذكر الصحف الكثير بشأنه عدا انه لم يُقتل بالرصاص

-Dan öldürülmedi.
لم يُقتل دان ، فقد كان واحداً منّا

Bu yüzden öldürülmedi.
وهو لم يُقتل بسبب ذلك

Bu Crim9 Lab. değil Kimse öldürülmedi. Bu Crim9 Lab. değil Kimse öldürülmedi.
هذاليس"المعملالجنائي" لم يُقتل أحد

El-Majalah'dan bir hafta sonra bir saldırı daha düzenlendi ve bu defa Yemen hükümeti hedeflerin isimlerinin verildiği bir basın toplantısı düzenledi fakat hiç biri öldürülmedi.
بعد أسبوع من "المعجلة" حصل هجوم آخر، هذه المرة أصدرت الحكومة اليمنية بيانًا صحفيا، بأسماء المستهدفين، لكن أحدًا منهم لم يُقتل.

Richard burada öldürülmedi. Öldürüldükten sonra buraya getirildi.
لم يُقتل (ريتشارد) هنا بل كان مـيتاً مُســـبقاً.

- Bayan Pak şunu anlayın ki, kocanız Tayland'da öldürülmedi. Burada, Birleşik Devletler'de bulundu.
{\pos(192,210)} يا سيدة (باك)، تدركين أنّ زوجكِ لم يُقتل في (تايلاندا)، بل وُجد هنا في (الولايات المتحدة).

Ama neden infaz yöntemiyle öldürülmedi?
لكن لمَ لم يُقتل إعداماً؟

Bugün, papa öldürülmedi.
اليوم, لم يُقتل البابا.

Scott Rowe uyuşturucu satışı yüzünden öldürülmedi. Kullanmıyormuş.
(سكوت روو) لم يُقتل في صفقة للمخدرات.

Pekala, ruhun kaçması kötü oldu ama en azından hiç kimse ölmedi, di mi?
حسناً، من السئ أن الروح هربت، لكن على الأقل لم يُقتل أحداً

Eğer katil sensen, neden Kont da ölmedi?
إن كنت القاتل , فلمَ الكونت لم يُقتل هو الآخر ؟

Eğer katil sensen, neden Kont da ölmedi?
إن كنت القاتل، فلمَ الكونت لم يُقتل هو الآخر؟

Ayrıca Arthur başını araba kapısına çarptığı için ölmedi.
وأرثر لم يُقتل بسبب تعرض رأسه للإصطدام بباب السيارة

Kimse ölmedi ki, hafif yaralılar.
لم يُقتل أحد, إنها مجرد جروح طفيفة

- Burada vurulmamış.
إنّه لم يُقتل هُنا