| Diyelim ki, siz kilise meydanından dışarıya doğru uzanan bir ara sokaktaki noktadasınız ve işte bu şekilde ara sokaktaki bir diğer noktaya ulaşmak istiyorsunuz. | TED | لنفترض أننا في نقطة ما على زقاق متفرع من ميدان كاتدرائية رئيسي، و نرغب بالذهاب إلى نقطة في زقاق آخر، هكذا تماماً |
| Diyelim ki şimdi evet dedik, ama gecenin bir vakti fikir değiştirdik. | Open Subtitles | لنفترض أننا وافقنا الان وفى الليل غيرنا رأينا |
| Tamam. Diyelim ki işe devam etmeyi düşündük. | Open Subtitles | حسناً , لنفترض أننا قررنا القيام بهذة المهمة |
| varsayalım ki, yapay zekaya insanları, gülümsetmesi görevini verdik. | TED | لنفترض أننا أعطينا الذكاء الصناعي هدفًا لكي يصنع ابتسامة بشرية. |
| Farz edelim ki oynuyoruz. | Open Subtitles | لنفترض أننا نلعب بهم. |
| Diyelim ki 20.000 dolar olarak hepsini geri verdik, öğleden sonraki dinlemelerde millet 30.000 aldığımızı duydu. | Open Subtitles | لنفترض أننا سّلمنا 20 وكان المسؤولون يصغون إلى جهاز التنصّت وسمعوا أننا أخذنا مبلغاً بقيمة 30 ألفاً من السيارة |
| Diyelim ki vericiyi bulamadık, sence ne olacak? | Open Subtitles | لنفترض أننا لم نجد الجهاز ماذا برأيك قد يحدث؟ |
| Peki, Bay Truman, Diyelim ki oraya indik. | Open Subtitles | حسنا, سيد "ترومان " لنفترض أننا هبطنا على هذا النيزك |
| Diyelim ki Hector'u hırsızlıktan enseleyemedik. Peki polise saldırıdan enseleyebilir miyiz? | Open Subtitles | حسناً لغرض النقاط لنفترض أننا " سنوقع قضية السطو بـ " هيكتور |
| Diyelim ki buraya kadar tamam ama şeye ihtiyacımız var bilemiyorum, gördüklerini bize dönüştürecek bir... | Open Subtitles | حسن، لنفترض أننا نجري هذا الحديث، ما زلنا سنحتاج إلى... حسناً، لا أعرف. |
| Tamam, Diyelim ki yeğenin için bu intihar saldırısına katıldık. | Open Subtitles | حسناً, لنفترض أننا سنفعل ذلك |
| - Diyelim ki yaptık. - Bunu konuştuk. | Open Subtitles | لنفترض أننا دفعنا له - نتدبر أمر هذا - |
| Diyelim ki, onu bulduk. | Open Subtitles | لنفترض أننا وجدناه |
| Diyelim ki sana inandık. Nasıl yapacak? | Open Subtitles | لنفترض أننا صدقناك... |
| - Diyelim ki öyle. | Open Subtitles | - لنفترض أننا سنفعل... |
| Bir diğer örnek ise, varsayalım ki yapay zekaya çok zor matematik problemi verdik. | TED | ومثال آخر، لنفترض أننا أعطينا الذكاء الصناعي الهدف لحل مسألة رياضية صعبة. |
| Yani bilincimizin gerçeklik yarattığını ispatladığımızı varsayalım. | Open Subtitles | أعني، لنفترض أننا نجحنا في إثبات أن وعينا يصنع واقعنا |
| varsayalım gelecek hafta bir başka harika TED etkinliği var. | TED | لنفترض أننا لدينا فعالية TED رائعة الأسبوع القادم. |
| Farz edelim ki... | Open Subtitles | لنفترض أننا ... |