| Olası çözümlerin ne olabileceği de dahil olmak üzere bu alanda bilinmesi gereken çok şey var. | TED | هناك الكثير لنكتشفه في هذا المجال، بما في ذلك الحلول المحتملة، |
| Bence o saatten başka da ortaya çıkarılması gereken şeyler var. | Open Subtitles | أعتقد بان هناك الكثير لنكتشفه أكثر من مجرد ساعة |
| Şu an bulmamız gereken en önemli şey Gavin'in bu işe nerede bulaştığı. | Open Subtitles | أهم شيء لنكتشفه الان هو مكان حصول غافين على هذا |
| Burayı yuva bellemiş hayvanlar hakkında keşfetmemiz gereken çok şey var. | Open Subtitles | ولدينا الكثير لنكتشفه حول الحيوانات القاطنه هنا |
| - Düşünmemiz gereken pek çok şey var. | Open Subtitles | - هناك الكثير لنكتشفه - لدينا تقريبا ثماني شهور |
| Açıkçası, çözmek gereken çok şey var. | Open Subtitles | جليّ أنّ لدينا الكثير لنكتشفه |
| Anlamamız gereken daha çok şey var. | Open Subtitles | هناك الكثير لنكتشفه |
| Ve çözmemiz gereken hala çok şey var. | Open Subtitles | ولدينا الكثير لنكتشفه |