| - Selam. Deneme bile. Senin için meyve satmayacağım. | Open Subtitles | لا تسأل حتى, انا لن أبيع الفواكه من أجلك. |
| Konu şu ki Warren sonsuza dek su yatağı satmayacağım. | Open Subtitles | الحقيقة يا وارن أنني لن أبيع الأسِرّة المائية للأبد |
| satmayacağım. Bunu sen de biliyorsun. | Open Subtitles | ايه ستدور حول العالم وأنا لن أبيع وأنت تعلم ذلك |
| Ben de kalbimin kanını üzerine akıttığım toprağımı satmıyorum. | Open Subtitles | وأنا لن أبيع الأرض التي رويتها بدماء قلبي |
| O emlakçıya da söyle, evi satmıyorum! | Open Subtitles | ولتخبر شركة العقارات أننى لن أبيع أتسمعنى؟ |
| Beni dinle. Satış yok. | Open Subtitles | استمع لي ، لن أبيع |
| Bu fıstığı piyasadan geri çekiyorum. | Open Subtitles | لن أبيع هذه السيارة |
| Annenin evini satmayacağım ve bu konuyu seninle tartışmayacağım. | Open Subtitles | لن أبيع بيت والدتكم، ولن ادخل في هذا النقاش معكم. |
| Kulüplerde mal satmayacağım. | Open Subtitles | لن أبيع المخدرات في النادي فهذه مخاطرة كبرى |
| Büyük teşebbüslere satmayacağım. | Open Subtitles | أنا لن أبيع إلى أي مطوّر كبير. |
| Kesinlikle burayı size satmayacağım. | Open Subtitles | أنا بالتأكيد لن أبيع تلك الأرض لك |
| Senin için artık mal satmayacağım. Artık kimsenin malı değilim. | Open Subtitles | لن أبيع لك لست عبدة لأي أحد بعد الآن |
| Hayır. Daha fazla kil ocağı için toprağımı sana satmayacağım. | Open Subtitles | لا,لن أبيع الأراضي للمزيد من حفر الطين |
| - Babamı cellattan kurtaracaksa. - Toprağımı asla size satmayacağım. | Open Subtitles | أذا حفظت أبي من القتل عن طريق الجلاد - أنا لن أبيع لك أرضي - |
| Beni zerre kadar ilgilendirmiyor çünkü barı satmıyorum. | Open Subtitles | لا يهم ذلك حتى, لأنني لن أبيع الحانة على اي حال |
| Sözünüzü kesmem gerekiyor. Artık size içki satmıyorum. | Open Subtitles | عليَّ أن أُوقفُك لن أبيع لكم الكحول بعد الآن |
| Lafa bak, emlakçı gibi konuşuyorum. Sana bir şey satmıyorum burada tabii. | Open Subtitles | أستمع ليّ، أني أبدو كعميل بيع العقارات لكن أنا هنا لن أبيع لك أي شيء. |
| Bence barımın yarısına hâlâ sahip olduğumu unutuyorsun ve satmıyorum, eğer beklediğin buysa. | Open Subtitles | أعتقد أنك نسيت أني لا أزال أملك نصف الحانة وأنا لن أبيع إذا كان هذا ماتتوقع مني فعله |
| Satış yok yeni çocuk. | Open Subtitles | لن أبيع أيها الجديد |
| Bu fıstığı piyasadan geri çekiyorum. | Open Subtitles | لن أبيع هذه السيارة |
| Abdul, Carl ve Sascha orada kalır, yoksa satmam. | Open Subtitles | وتحتفظ بعبد الله وكارل وساشا وإلا لن أبيع. |
| Hayır, satmaktan vazgeçtim. En azından şimdilik. | Open Subtitles | كلا، لن أبيع المكان ليس مباشرةً، على أيّة حال |