| Daha önce hiç öpüşmedik. Doğru hamlenin ne zaman yapılacağını bilemem. | Open Subtitles | سوف يكون هنالك كل هذا التوتر وأنا لن أعرف متى أقوم بالحركة الصحيحة |
| Gerçekten ne çaldığını Anlamayacağımı mı sandın? | Open Subtitles | أظننت حقّاً أنّي لن أعرف ما سرقته؟ |
| Yeniden şarkı söylemeye karar versem bile, sahneye çıkınca ne diyeceğimi bile bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف حتى أذا كان يمكنني الغناء مجدداً إذا وقفت على المسرح لن أعرف ما أقول |
| Ya da istersen haritayı at gitsin, ne de olsa Haberim olmaz yoksa olur mu? | Open Subtitles | .. أو ارم الخريطة فحسب و لن أعرف أبداً أم سأعرف ؟ |
| Benim gibi biriyle ne yapıyor, hiç öğrenemeyeceğim, sormayacağım da. | Open Subtitles | ماذا تفعل مع شخصٌ مثلي . أنا لن أعرف ولن أسأل |
| Duydum ki çok güzel yeni ataçlar almışlar ama asla öğrenemeyeceğim. | Open Subtitles | سمعت أن لديهم لاقطات ورق جديدة مثيرة. ولكن لن أعرف أبدا. |
| Çilek kasası ya da başka bir şeyle bomba yapmayı bilmem. | Open Subtitles | أنا لن أعرف صنع قنبلة بصندوق فراولة أو أي شيء آخر. |
| Sizi haberlerde görmesem ortağı kimdir, asla bilemezdim. | Open Subtitles | لو لم أراك في الأخبار، لن أعرف من كان شريكه. |
| Sunil'in üst katlarda olduğunu bilmediğimi mi sanıyorsun? | Open Subtitles | هل كنت متخيلة أني لن أعرف أن سونيل مختبئ هناك؟ |
| Hayatımın sonuna kadar da kimi sevdiğimi bilmeyeceğim. | Open Subtitles | لن أعرف من أكثر من أحببت منهن حتى نهاية حياتي |
| Onu kaybedersem asla nasıl bir şey olduğunu bilemeyeceğim, değil mi? | Open Subtitles | ،إذا خسرتهُ لن أعرف أبداً كيف يكون، صحيح؟ |
| Günün birinde bunu senin anlayacağını benimse asla Öğrenemeyeceğimi söyledi. | Open Subtitles | ... قال أنكِ ستفهمين يوماً ما لكنني لن أعرف أبداً |
| İç organları incelemeden bilemem. | Open Subtitles | من الممكن ، ولكن لن أعرف قبل أن أتفحص الأعضاء الداخلية |
| Bir şeylerin kırılmış ya da bozulmuş olması gibi. Aksi takdirde, çubuklarınız hakkında ne söyleyeceğimi bilemem. | Open Subtitles | لا بد من وجود تقدير لحالة الأضرار مثل شيء مكسور و إلا لن أعرف ما الذي سأقوله عن حالتك ؟ |
| Muayenemi bitirene kadar bu adamın ölüm sebebini bilemem. | Open Subtitles | لن أعرف سبب وفاة هذا الشاب حتى أنهيت عملي |
| Anlamayacağımı mı düşünmüştün, ha? | Open Subtitles | لقد ظننت أننى لن أعرف بذلك ؟ |
| Bunu Anlamayacağımı mı sandın? | Open Subtitles | هل أعتقدت أنني لن أعرف هذا؟ |
| Nerede bulacağımı bile bilmiyorum. - Ama elbette-- | Open Subtitles | لقد التقيت به فقط في حانة لن أعرف أين أجده |
| Neredeyse yedi yıl oldu. Ne söyleyeceğimi bile bilmiyorum. | Open Subtitles | لقد مر حوالي 7 سنوات، لن أعرف ماذا أقول. |
| Bana not bıraktığını sandım ama korkarım kimin gönderdiğini hiç öğrenemeyeceğim. | Open Subtitles | ظننت أنها تركت ليّ ملاحظة، لكنني أخشى انني لن أعرف من أرسلها |
| Şimdi gerçek fikrini asla öğrenemeyeceğim, bu çok sıkıcı. | Open Subtitles | والآن لن أعرف رأيك الحقيقى وهذا شىء مُملّ |
| Barbarlarla ittifak yapmanın yollarını bilmem. | Open Subtitles | إننى لن أعرف كيف أجعل من البرابرة حلفاء لنا إنك ستجد وسائل جديدة |
| Denemeden bilemezdim, değil mi? | Open Subtitles | حسناً .لن أعرف بأنه يمكنني إلا بعد أن أحاول. أليس كذلك؟ |
| Bu numaraları bilmediğimi mi sandın? | Open Subtitles | أتعتقد أنّي لن أعرف هذا؟ |
| Biliyor musun muhtemelen yarın burada kalıp nöbet tutmalıyım. Sanırım orada neler olup bittiğini asla bilmeyeceğim. | Open Subtitles | أتعلم, يجدر بي البقاء هنا وأستمر بالحراسة غداً أيضاً أظن أني لن أعرف أبداً ما الذي يجري في الجزء السفلي. |
| Şimdi bir şeyi fark ettim. Saatin ne zaman 8.00 olduğunu yine bilemeyeceğim. | Open Subtitles | .إنني قد أدركت شيئاً .مازلت لن أعرف متي تكون الثامنه |
| Sen olduğunu Öğrenemeyeceğimi mi sandın? | Open Subtitles | أحسبتني لن أعرف أنك الفاعل؟ |