| Düşebilirim, ama ölmem, bunun için içimdeki gerçek ben ilerler ve onlar için hayatımdan vazgeçtiğim dostlarımla yaşamaya devam eder. | TED | فإنني قد أسقط ، لكنني لن أموت ، وماهو حقيقيٌ بداخلي سيبقى ويعيش مع رفاقي الذين ضحيت بحياتي من أجلهم. |
| Eğer var olmazsa ben de aşk acısıyla ölmem. | Open Subtitles | وأذا لم يكن موجوداً لن أموت حزناً على فراقه |
| O zaman Ben ölmeyeceğim. Benim bir karım ve çocuklarım var. Ben ölmeyeceğim, | Open Subtitles | إذاً فانا أريد أن أموت لديّ زوجة وأطفال , لن أموت |
| Fakat endişelenme. Ben ölmeyeceğim. | Open Subtitles | لكنك لا داعي أن تقلقي أنا لن أموت |
| Seksi hemşirelerin olmadığı bir hastanede ölemem. | Open Subtitles | لن أموت في مستشفي الممرضات فيها غير جميلات |
| Gripten Ölmek istemiştim ama bana ölmeyeceğimi söyledin. | Open Subtitles | أردت أن أموت بالإنفلونزا. لكنكِ قلتي أنني لن أموت |
| - Sadece Ölmek istemiyorum. - Ölmeyeceksin, tamam mı? | Open Subtitles | ـ أريد أن أتأكدّ من أنّنى لن أموت ـ لن تموت، حسناً؟ |
| Yani yarın Ölmeyecek miyim? | Open Subtitles | إذن لن أموت غداً |
| Görüyorsun ya, eğer ölmeyeceğime inanırsak ölmem. | Open Subtitles | أترى , لو اني أنا و أنت قررنا اني لن أموت فلن أموت |
| İsa'ya yeterince inanırsam ölmem. | Open Subtitles | , إذا آمنت بالمسيح بقوة بما يكفي أنا لن أموت |
| Kurtulma şansım var ama. Hemen ölmem yani. | Open Subtitles | هناك فرصة أني لن أموت برغم هذا على الأقل ليس بالحال |
| Korkma, duymak istediğini söylemeden ölmem. | Open Subtitles | .أوه, أجل حزرت أنك ستقول هذا ,لا تقلق لن أموت |
| Buradan gitmelisin. Ben ölmeyeceğim. Hadi git! | Open Subtitles | لم أنتهى منها بعد لذا لن أموت ، أسرع. |
| Ben ölmeyeceğim. Hayır. Ben ölmeyeceğim. | Open Subtitles | لن أموت، لن أموت |
| - İkincisi de, Ben ölmeyeceğim. | Open Subtitles | ثانيًا، أنا لن أموت. |
| Ben ölmeyeceğim. | Open Subtitles | اننى لن أموت |
| Bu dostluğun yürümesi için çok uğraştım, ama benim için kılını kıpırdatmayan biri uğruna ölemem! | Open Subtitles | ولقد عملت جاهدا لإنجاح هذة العلاقة ولكن, لن أموت من أجل شخص لن يموت من أجلي |
| Sevgiline tetiği çekemedin diye ölemem. | Open Subtitles | وأنا لن أموت بسبب أنكِ لم تستطيعى سحب الزناد على حبيبك |
| her gece bana ölmeyeceğimi söyledin durdun. | Open Subtitles | منذ تلك الليلة، لم تتوقّف عن إخباري في كلّ ليلة بأنّني لن أموت |
| Yeterlice antioksidan bedenime gittiğinden, ölmeyeceğimi garantiledim. | Open Subtitles | مواد مضادة للاكسدة كافية تجري في نظامي لضمان أني لن أموت أبدا |
| Yani yarın Ölmeyecek miyim? | Open Subtitles | إذن لن أموت غداً |
| Ama orada yaşamak ve Ölmek istemiyorum. | Open Subtitles | ولكني كرهت العيش هناك وقررت في نفسي أني لن أموت هناك |