| Daha fazla görmeyeceksin. Ben de kendimden sıkıldım. | Open Subtitles | لن ترى هذا لوقت اطول انا عن نفسي متضجر ومنزعج من هذا |
| Kendisini sıkça sessiz odaya attırır muhtemelen onu pek sık görmeyeceksin. | Open Subtitles | يعزل نفسه في غرفة هادئة في أغلب الأحيان أنتي لن ترى الكثير منه |
| - Otur, yoksa çocuklarını bir daha asla göremezsin. Tamam, tamam. | Open Subtitles | فقط دعني أجدهم إجلسى وإلا لن ترى أطفالك أبدًا |
| "Left Field" ın nerede olduğu söylemek için üç saniyen var yoksa oğlunu bir daha asla göremezsin. | Open Subtitles | أمامك 3 ثوانى لإخبارى أين هذا المكان وإلا لن ترى إبنك ثانية |
| Ben de bacaklarımı kafamın arkasına uzatabiliyorum ama hiç göremeyeceksin. | Open Subtitles | أستطيع وضع رجلي وراء رأسي, لكنك لن ترى هذا مطلقاً |
| Polis köpeklerinin sivil hakları için savaşanlara saldırdığını görmeyeceksiniz. | Open Subtitles | لن ترى الكلاب البوليسيّة تهاجم المضربون و متظاهرو الحقوق المدنيّة |
| Aynı konu üzerine bu kadar çok kitabı başka bir yerde asla göremezsiniz. | Open Subtitles | انت لن ترى كتب موضوعية كثيرة مثل هذة فى اى مكان فى العالم |
| Üzgünüm, anneni uzun süre görmeyeceksin. | Open Subtitles | آسف، فإنّكَ لن ترى أمّكَ مُجدداً لوقتٍ طويل. |
| Muhtemelen de hiç görmeyeceksin. Burada bir vaka olduğu yok. | Open Subtitles | والأرجح أنك لن ترى واحدة أبداً, فما من شيء يحدث هنا |
| Onu görmeyeceksin, dokunmayacaksın, duymayacaksın. | Open Subtitles | أنت لن ترى النجمة أو تلمسيها أو تشميها أو تسمعيها |
| Bir kere bu görüntüye alıştığında, hiçbir şeyi eskisi gibi görmeyeceksin. | Open Subtitles | حالما تحظى بتلك الرؤية لن ترى الأشياء بنفس الطريقة التي كنت تراها بها مجدداً |
| "Left Field" ın nerede olduğu söylemek için üç saniyen var yoksa oğlunu bir daha asla göremezsin. | Open Subtitles | أمامك 3 ثوانى لإخبارى أين هذا المكان وإلا لن ترى إبنك ثانية |
| Ama listedekilerin hepsini getiremezsen Walt'ı bir daha asla göremezsin. | Open Subtitles | اذا لم تحضر الأشخاص الذين بالقائمة لن ترى وولت أبدا! |
| Bu buluşmadan birisine söz edersen ablanı bir daha asla göremezsin. | Open Subtitles | إذا ذكرت هذا الإجتماع لأحد ما فأنك لن ترى أختك على قيد الحياة مرة أخرى |
| 30 saniye içinde buradan çıkıp gitmezsem, elmaslarını bir daha asla göremezsin. | Open Subtitles | أنا لا أخرج من هنا في 30 ثانية، أنت لن ترى الماس الخاص بك مرة أخرى. |
| Asla gerçek rozet ve silah göremeyeceksin ama en azından bunları alabilirsin. | Open Subtitles | لن ترى شارة حقيقية أو مسدس ولكن على الأقل حصلت على هذا |
| Asla gerçek rozet ve silah göremeyeceksin ama en azından bunları alabilirsin. | Open Subtitles | لن ترى شارة حقيقية أو مسدس ولكن على الأقل حصلت على هذا |
| Seçimler bitinceye kadar hiç bir belgeyi görmeyeceksiniz. | Open Subtitles | لن ترى صفحة منها إلى غاية نهاية الإنتخابات |
| Aynı konu üzerine bu kadar çok kitabı başka bir yerde asla göremezsiniz. | Open Subtitles | انت لن ترى كتب موضوعية كثيرة مثل هذة فى اى مكان فى العالم |
| Eğer paraların herhangi birisi işaretliyse karını ve çocuğunu asla bir daha göremezsin. | Open Subtitles | إذا أيّ من الدولارات مُعلمة، أنت لن ترى أبدًا زوجتك أو طفلتك ثانيةً. |
| Yaptığın çalışmaların sonucunu göremeyecek olman çok yazık doktor. | Open Subtitles | من العار أنّك لن ترى ما ستُحدثه أعمالك أيّها الطبيب. |
| Dokunulmazlığım sağlanana kadar hiçbir şey göstermeyeceğim. | Open Subtitles | لن ترى شيئاً حتى أحصل على ضمان بالحصانة. |