"لن يحب" - Traduction Arabe en Turc

• hiç hoşlanmayacak
• hoşuna gitmeyecek
• hoşuna gitmez
• hoşuna gitmeyecektir
• sevmeyeceğini

Gördüğüm kadarıyla, Albay bundan hiç hoşlanmayacak.
الكولونيل لن يحب ذلك، حسبما أعرف

Kral bundan hiç hoşlanmayacak.
ان الملك لن يحب هذا

- Anladınız mı? - Ama bu Hırsız Kral ' ın hoşuna gitmeyecek.
حسناً - و لكن سيد اللصوص لن يحب ذلك مطلقاً -

Şey, bu ikimizin de hoşuna gitmeyecek.
حسنا, كلانا لن يحب ذلك. نعم, هناك،

- Hayır, onun hoşuna gitmez. - Lütfen, yapabilirsin. Seni durduramaz.
ـ بلى ، لن يستطيع إيقافك ـ لن يحب ذلك

Bu hoşuna gitmeyecektir. Hapiste yatmak Beaumont'un yaradılışına aykırı.
لن يحب ذلك بومنت لا يستطيع قضاء هذه المدة

ona söyleyecek zamanı bulamadım bunu sevmeyeceğini söyleyebilirim.
لم أجد الوقت لأخبره أستطيع أن أخبرك، لن يحب هذا الأمر

Teğmen Stanton bu işten hiç hoşlanmayacak.
ملازم ستانتون لن يحب هذا

Doğal Hayat Vakfı bundan hiç hoşlanmayacak.
مجتمع اودوبون لن يحب هذا

Phil, bundan hiç hoşlanmayacak. Nefret edecek. Mankafa!
لن يحب هذا , بل سيكرهه بشده

Tony, Don Carini bundan hiç hoşlanmayacak.
دون كاريني لن يحب هذا

- Fielding'in hoşuna gitmeyecek.
فيلدنج لن يحب ذلك.

Bitirdim ama Gibbs'in hiç hoşuna gitmeyecek. Kanıt A.
فعلت، لكن (غيبز) لن يحب هذا، الغرض الاول

Bacaklarından tut. Hiç hoşuna gitmeyecek.
امسك برجليه لن يحب ما سيجري

Ablanın hoşuna gitmeyecek.
الزعيم لن يحب هذا

Hiç hoşuna gitmez.
حسنا، نعم، بالطبع لن يحب ذلك مطلقا

Onu izlemen hoşuna gitmez.
أنه لن يحب أن تتعقبه.

Bu babamın hoşuna gitmez.
ابي لن يحب هذا

Eh, diğer eliyle yazmaya çalışmak da hoşuna gitmeyecektir ve devam ederse, olacak olan bu.
انه لن يحب أيضا أن يحاول الكتابة بيده الأخرى وهذا ما سيحدث اذا استمر في اللعب

Arkadaşlarının hoşuna gitmeyecektir.
لن يحب ذلك أصدقاؤك.

Evet, ama Dave'in hoşuna gitmeyecektir.
أجل لكن " ديف " لن يحب ذلك

Bay Scattergood'un başka bir şey daha sevmeyeceğini
أن السيد سكاترغود لن يحب شيئا أكثر من ذلك