| Burda bir iki hafta çalışmadan büyük ihtimalle tüplerle çalışmana izin vermezler. | Open Subtitles | على الأرجح لن يسمحوا لك بالعمل هنا حتى يمر عليك أسبوع أو اثنان |
| - İçeri girmenize izin vermezler. - Göreceğiz. | Open Subtitles | ـ لن يسمحوا لك بالدخول ـ سوف نحاول التصرف |
| Eğer görmemen gereken bir şey görürsen asla gitmene izin vermezler. | Open Subtitles | إذا رأيت شيئاً ما لا يحقّ لك رؤيته لن يسمحوا لك بالرحيل أبداً. |
| Gitmene izin vermemelerini anlıyor musun? | Open Subtitles | تفهم تماماً أنّهم لن يسمحوا لك بالمغادرة ؟ |
| Burayı kurmaya yardım ettiğin gerçeğinin farkındayım... ancak ortaklarımız soytarılıklarınla burayı parçalamana izin vermeyecekler. | Open Subtitles | مع الاعتبار الكامل لحقيقة انك ساعدت فى بناء هذا المكتب الا ان الشركاء هنا لن يسمحوا لك ان تهدمه بتهريجك |
| Yanılıyorsun. Değişmene izin vermezler. | Open Subtitles | . أنت مُخطيء لن يسمحوا لك بأن تتغير |
| Ne bebeği ne de Maritza'yı göremezsin. Telefon açmana bile izin vermezler. | Open Subtitles | إنهم لن يسمحوا لك حتى بالاتصال. |
| ama renkli şeyleri makinelerinde yıkamanıza izin vermezler. | Open Subtitles | لكنهم لن يسمحوا لك بغسل أشياء ملوّنة في ماكيناتهم . |
| Ama renkli şeyleri makinelerinde yıkamanıza izin vermezler. | Open Subtitles | لكنهم لن يسمحوا لك بغسل أشياء ملوّنة في ماكيناتهم . - في غسّالة عامّة ؟ |
| Tekrar binaya girmene izin vermezler. | Open Subtitles | لن يسمحوا لك بالعودة الى المبنى ؟ |
| Evet ama, buna izin vermezler. | Open Subtitles | نعم, ولكنهم لن يسمحوا لك بالمرور |
| Senin gibi bir ürünün buradan çıkmasına izin vermezler. | Open Subtitles | لن يسمحوا لك بالخروج من هنا مع البضاعة |
| Kapıdan geçmene izin vermezler. Başkan seninle dostluğu kesti. | Open Subtitles | لن يسمحوا لك دخول البيت الأبيض. |
| (Kahkahalar) Normalde onlar bunu yapmanıza izin vermezler. | TED | (ضحك) إذاً في العادة لن يسمحوا لك بالقيام بذلك |
| Yoksa bunu yapmana izin vermezler. | Open Subtitles | وإلا لن يسمحوا لك بفعله |
| - Gitmene asla izin vermezler. | Open Subtitles | لن يسمحوا لك بذلك |
| Onu asla ele geçirmene izin vermezler. | Open Subtitles | لن يسمحوا لك باستعادته |
| Hayır! Gitmene izin vermezler. | Open Subtitles | لا ، لن يسمحوا لك بالرحيل |
| Bu şehrin tüccarı olmana asla izin vermeyecekler. | Open Subtitles | لن يسمحوا لك أن تكون تاجر هذه المدينة |
| Bu herifler, gitmenize izin vermeyecekler. | Open Subtitles | هؤلاء الرجال لن يسمحوا لك بالرحيل |